Çocuklarla ilgili şiirler
En güzel çocuklarla ilgili şiirler kısa – Sayfamızda amatör ve ünlü şairlerden bu konu ile ilgili şiirleri bulabilirsiniz. Buyrun çocuklar ile ilgili şiirler ;
Sizin diye bildiğiniz evlatlar gerçekte sizin değildirler,
 Onları kendilerini özleyen hayat’ın oğulları ve kızlarıdırlar,
 Sizler aracılığı ile dünyaya gelmişlerdir ama sizden değildirler,
 Sizlerin yanındadırlar ama sizlerin malı değildirler,
Onlara sevginizi verebilirsiniz ama düşüncelerinizi asla,
 Çünkü onların kendi düşünceleri vardır,
 Onların bedenlerini barındırabilirsiniz ama ruhlarını asla,
 Çünkü onların ruhları geleceğin sarayında oturur,
Ve sizler düşlerinizde bile orayı ziyaret edemezsiniz,
 Kendinizi onlara benzetmeye çalışabilirsiniz,
 Ama onları kendinize benzetmeyi çalışmayın hiç,
 Çünkü Hayat ne geriye gider, nede geçmişle ilgilenir,
Sizler, evlatların birer canlı ok gibi fırlatıldıkları yaylarsınız,
 Yayı gerenin elinde seve seve bükülün,
 Çünkü oku atan o güç, uzaklaşan okları sevdiği kadar,
 Elindeki sağlam yayı da sever.
—
ÇOCUK
* Çocuk deyip geçmeyin,
 * Onun da dünyası var.
 * Güzel- çirkin seçmeyin,
 * Her çocuk şefkat arar.
* Bir kez düşün kendini,
 * Çocuktun daha önce.
 * Eksik etme sevgini,
 * Bir küçüğü görünce.
* O, yuvada bir çiçek,
 * Sonra meyve verecek.
 * Toplum doğacak ondan,
 * Ülkemiz yükselecek.
—
DÜNYA ÇOCUK GÜNÜ
* Dünya çocuk gününde,
 * Neşeliyiz hepimiz.
 * Bizi mutlu yapana,
 * Çok teşekkür ederiz.
* Evet, bugün küçüğüz,
 * Yarın büyüyeceğiz.
 * Sizin işlerinizi,
 * Bizler yürüteceğiz.
* “Çocuk umuttur” diye,
 * Büyük Ata’ma minnet!
 * Bekliyoruz sizlerden,
 * Himaye, sevgi, şefkat.
—
DÜNYA SİZİN ÇOCUKLAR
Tutuşunuz el ele
 Dünya sizin çocuklar
 Oynayın güle güle
 Dünya sizin çocuklar
Eğleniniz coşunuz
 Oynayınız koşunuz
 Dert görmesin başınız
 Dünya sizin çocuklar
Küçükse de yaşınız
 Akıl dolu başınız
 Her zorluğu aşınız
 Dünya sizin çocuklar
Her çocuk mutlu olsun
 Yarını umutlu olsun
 Gününüz kutlu olsun
 Dünya sizin çocuklar
—
Habersiz
Alaaddin ÖZDENÖREN
Çocuk uykusunda gülüyor
 Yılların acı çığlığından habersiz
 Elleriyle oynuyor karanlıklar
 Sessiz sessiz.
 Ah bebem
 Rüzgâr saçlı bebem
 Bilsen insanların hâlini bir
 Bu kara yalnızlıkta körelen
 Işık benimdir.
 Bu uzayıp giden yolda
 Ağlayıp ağlayıp da
 Aklımı sokmuşum girdabına
 Yaşamanın.
 Çocuk uykusunda gülüyor
 Yılların acı çığlığından habersiz
 Elleriyle oynuyor karanlıklar
 Sessiz sessiz.
——————————————————————————–
 Küçük Akıncılar
 Ali Akbaş
Kırda at yayan çocuklar,
 Ufacıklar, ufacıklar.
 “Korucu var! Korucu var!”
 Der demez hep kaçıştılar.
 Canım küçük akıncılar.
 Bir dört nal ki şakır şakır,
 Görenin gözü kamaşır,
 Tüyden hafif taştan ağır,
 Her at bir bahadır taşır,
 Canım küçük akıncılar.
 Rüzgârlarla yarışırlar;
 Rüzgârlarla karışırlar,
 Ve sonunda erişirler,
 Canım küçük akıncılar.
 Belli o soyun bir kolu,
 Belli babasının oğlu,
 Kırda at yayan çocuklar.
 Ufacıklar, ufacıklar.
——————————————————————————–
 Ve Çocuklar
 A.Kadir
Dayanmak onlara düştü,
 Onların hâline ağlamak bize.
 Seninle daha çok konuşuruz,
 Böyle birbirimizden uzak,
 Böyle kendi kendimize.
 Topraktan ekmek.
 Pancardan şeker.
 Tezgâhtan çulâki.
 Ama gene insanların ekmeği yok.
 Ama gene çocuklar kemik veremi.
 O çocuklar,
 Karlar içinde,
 Feshane yolundalar,
 Üşümüş kuşlar gibi.
——————————————————————————–
 Çocuklar Nerde
 Arif AY
sana anlatacaklarım var
 otur
 bir bardak su biraz zeytin
 gözlerin/tüm sevincin
 önce sofrayı kur
 bak/gördün mü
 nasıl sıcacık ekmek
 sevenin yüreği/elimin emeği
 nerede kaldı bunlar
 –oyundalar/gelirler şimdi
 saklama yüzündeki ikircimi
 bir çatırtı/zaman durdu
 işte oyun
 onlar vuruldu
 biraz gözyaşı biraz tuz
 ekmeğim sokaklarda
 sofrayı kaldır
——————————————————————————–
 Masallarla
 Arif Nihat ASYA
Benim de bir annem olsa annemin
 Beşiğini seve seve sallardım;
 Gülse güller açılırdı içimde
 Ve ağlasa inci inci ağlardım.
 Işılda ey mavi saray ışılda:
 Pırıl pırıl şehnişinler, kapılar…
 Senin kırk gün, kırk gecelik düğünün,
 Benim kırk gün, kırk gecelik yasım var.
 Sesler gelir sarnıçların dibinden:
 Çıkayım mı, çıkayım mı?Çık da gör!
 Bir yıkılmış, bir yıkılmış yerdeyiz…
 Daha neler yıkacaksın yık da gör!
 Çağlar yüksük dolusuymuş ve hayat
 İki iğne bir çuvaldız boyu yol…
 Söyle anne: Neye yarar niçindir
 Demir çarık, demir asâ, demir kol?
 Oğlun oldum ey anneler annesi…
 Türküce de masalca da bilirim
 Şehnişinden sarkıtırsan saçını
 Saçlarına tırmanarak gelirim.
——————————————————————————–
 Sevginin Önünde
 Ataol Behramoğlu
Bütün insanları dostun bil, kardeşin bil kızım
 Sevincin ürünüdür insan, nefretin değil kızım
 Zulmün önünde dimdik tut onurunu
 Sevginin önünde eğil kızım
——————————————————————————–
 Güneş Daldan Dala
 Haylaz Çocuk
 Beşir AYVAZOĞLU
Hangi tanıdık rüzgârla gelir
 Bu yeni doğmuş çocuk kokusu
 İçimizde doludizgin kısraklar
 Uzaktan uzağa çağıldayan su
 Gökyüzü diri çiçekler açar
 Öper penceremi dal uçlarında
 Güneş daldan dala haylaz çocuk
 Binlerce yıldız avuçlarında
——————————————————————————–
 Oğlum Mehmede
 Ağaçlarımızı Takdim Ederim
 Bedri Rahmi Eyüboğlu
Şu karşıki yeşil yumağa ağaç derler
 O da senin gibi elimizde büyüdü
 Yalnız ne altını kirletir
 Ne de öksürürdü.
 Biz bu ağaçları uzak ormanlardan getirdik
 Meyveleri zehir zıkkım
 Dalları diken içersinde,
 Köklerini köstebekler kemirirdi
 Biz bu ağaçlara evlât gibi baktık tosunum
 Onlar da bizden hiçbir şey esirgemediler
 Ne bir mevsim atladılar
 Ne bir hasat gizlediler
 Bir gün gölgelerine evlerimizi kurduk
 Dallarına salıncaklar,
 Cıvıl cıvıl kuşlar dadandırdık yuvalarına
 Biz ölürken hakkımızı helâl ederiz ağaçlara
 Onlar da arkamızdan kendi dillerince
 Helâl olsun derler.
——————————————————————————–
 Futbol Oynayan Çocuklar
 Cahit Koytak
Yağmurlu bir gün
 Dışarda futbol oynuyor çocuklar
 Uykularından balçık akıyor
 Umulmadık goller peşinde hepsi
 Ve yağmur yutuyor bütün golleri
 Yağmurlu bir gün
 Dışarda futbol oynuyor çocuklar
 Karanlık sofalarda morfin alıyor anneleri
 Ah bir bilseler olup biteni
 Ve yağmur yutuyor bütün golleri
 Yağmurlu bir gün
 Dışarda futbol oynuyor çocuklar
 Gülleler taşıyorlar ayaklarında
 Hırsından ağlıyor kimileri
 Ve yağmur yutuyor bütün golleri
 Yağmurlu bir gün
 Dışarda futbol oynuyor çocuklar
 Top yukardayken uyukluyorlar
 Tempo o kadar ağır
 Ve çekilmez ki
 Hakem düdüğüyle durmadan
 Oyuna çağırıyor düşenleri
 Ve yardıma melekleri
 Ve yağmur yutuyor bütün golleri
 Yağmurlu bir gün
 Dışarda futbol oynuyor çocuklar
 Azgın kamçısıyla sonbahar
 Dövüyor akasyaları iğdeleri
 Gövdeleri boşluğa savuruyor oyun
 Ve çocuklar kaynayan toprağı tırmalıyorlar
 Kararan göğü
 Gözümüzdeki kalın perdeleri…
 Ve yağmur yutuyor bütün golleri
——————————————————————————–
 Çocuğum
 Cahit Kulebi
Benim küçük eşkıyam, yavru ceylan
 Bu zayıf kolların, bacakların
 Gün geçtikçe büyür, kuvvetlenir
 Dalları gibi ağaçların
 Öyle bir fırla ki sokaklara
 Gölgen yetişemesin
 Duvar diplerine seril uyu
 Vücudun güneşlensin
 Çiçekleri kokla
 Rüzgârı çek ciğerlerine
 İşlesin körük gibi
 Aydınlık pencereler yanarsa
 Öyle ışıl ışıl yansın gözlerin
 Rüzgâr gibi, yelken gibi ol
 Şehri inletsin türkülerin
 Bak dünyamız da güzel, ay ışığı da
 Geceler de gündüzler de güzel
 Gel hep beraber büyüyelim
 Ağacığım gel
 Benim küçük eşkıyam, yavru ceylan!
 Bu zayıf kolların, bacakların
 Bir gün gelir büyür, kuvvetlenir
 Dalları gibi ağaçların
——————————————————————————–
 Hatırlama
 Cahit TANYOL
Beyaz uykusunu sevdiğim çocuk
 Alnında geceden arta kalan düş
 Ve dudaklarında ıslak bahçelerin
 Anılarında kalan gülüş
 Uyu sıcak yıldızlar altında
 Artık
 Ne sedef dağlarına özlem çektiğimiz Ay’da
 O gençlik günleri var ömrümüzün
 Ne de yeşil ışıklı yüzün
 Gülümser salıncakta
 Belki şimdi saçların ak
 Ve yüzün kırış kırış
 Hâlâ durur mu bakışlarında acep
 O ürkek ve mutlu yalvarış
 O eski bahçe
 O gözlerindeki duman duman yeşil
 Bir görsem seni
 Giysen rüzgârda savrulan
 o basma elbiseni
 Başımızın üstünde akıp giden
 Kuş sürülerine karışacakmışsın gibi
 Tutsam yine sımsıkı ellerinden
 Silinse yılların ağırlığı
 Beyaz uykusunu sevdiğim çocuk
 Güz mevsimi…
 anılar darmadağın…
 Ve fecirler burkulan karanlığın
 Son hikâyesiyle kaldı uzakta
 Akan su düğümlenmiyor neden…
——————————————————————————–
 Çocukluk
 Cahit Sıtkı Tarancı
AffanDede’ye para saydım
 Sattı bana çocukluğumu.
 Artık ne yaşım var, ne adım;
 Bilmiyorum kim olduğumu.
 Hiçbir şey sorulmasın benden;
 Haberim yok olan bitenden.
 Bu bahar havası, bu bahçe;
 Havuzda su şırıl şırıldır.
 Uçurtmam bulutlardan yüce,
 Zıpzıplarım pırıl pırıldır.
 Ne güzel dönüyor çemberim;
 Hiç bitmese horoz şekerim!
——————————————————————————–
 Anlamak
 Cahit Zarifoğlu
Bazen anlıyorum
 Bazen anlamıyorum
 Annemi
 Babamı
 Ninemi
 Annem şöyle der
 Göstererek beni
 –Cin gibi maşallah
 Cin ne demek
 Gibi ne demek
 Babam diyor ki
 Bana bakarak
 –Altını üstüne getirmiş
 Evin
 Hiç yapabilir miyim
 Dediklerini
 Ninemse der bana
 –Topaç gibi
 Bir dedem
 Açık insan
 Pek de zeki
 Dilinden bal akar
 Attaya gidelim der
 Göz kırpar
 Okşar
 Sever
 Bir de gıdıklar
 Dedemi çok anlıyorum
——————————————————————————–
 Kentlerde Yaşayan Çocuklar Da Oyun Oynamak İster
 Eray Canberk
kentler daralıyor yollar daralıyor
 kaldırımlar daralıyor daralıyor bahçeler bile,
 daralıyor masallara sığmayan evrenimiz
 yüreklerimiz daralıyor gün geçtikçe
 oynayacak yer bırakın bize
 önce cadde kenarları sonra kaldırımlar
 bahçeli apartmanların bahçeleri
 size ayrıldı sizin otomobillerinizle doldu
 okulumuzun önü düşlerimizin içi
 oynayacak yer bırakın bize
 caddelere şimşek gibi fırlıyorsak
 haşarılıktan değil yaramazlıktan değil
 bizim olması gereken yerler bize yasak
 büyükler söz anlamaz büyükler bencil
 oynayacak yer bırakın bize
 hey babalar abiler amcalar yöneticiler
 bir makina yığınına kurban etmeyin bizi
 aklınıza gelsin boş arsalarda oynadığınız günler
 ama şimdi boş arsalar bile otomobil sergileri
 oynayacak yer bırakın bize
——————————————————————————–
 Çocuk ve Korku
 Faruk Uysal
yağmur yağıyor üşüyorum
 anne ben korkuyorum
 gece karanlık
 yağmuru getiren melekleri göremiyorum
 anne ben korkuyorum
 bir saat sesi
 bir gece sessizliği
 karıncalara ninni söylermiş Süleyman
 Süleyman’ı duyamıyorum
 kapılar gıcırdıyor
 anne ben korkuyorum
 dev karanlıklar emer kanımı
 içimin kırık aynasıdır yalnızlık
 kalmadı kalbinde aşk ve ışık
 böyle diyor babam
 anne ben korkuyorum
 rüzgârı bilmeyen saçlarıma
 güneşe doymayan düşlerime
 yetmiyor bir güneş
 istiyorum bir güneş daha yaratsın Allah
 anne ben korkuyorum
——————————————————————————–
 Dünyanın Bütün Çocuklarına Karşı Yazılmıştır
 Fazıl Hüsnü Dağlarca
Hepiniz elele bir halka yapsanız
 Rüyadan ve şarkıdan bir halka
 Ve almasanız kimseyi ortanıza
 Benden başka
 Masallar gibi silinse etrafımız
 Şehzadeniz olsam sizin
 Biz mektebi ve dersi ebediyen terkettik
 Ne olurmuş anneler vermezse izin
 Seyretsem yüzünüzü birer birer
 Ve birer birer seyretseniz beni
 Garip saadetler duysak
 Bayramlıklar kadar yeni
 Nasip değil sadece gökler midir
 Üstümüzden ninniler gibi geçen
 Yavaşça görünürken karşı dağlar
 Oyuncaklar mı hatırlarız devlerden
 Gülsek küçük fidanlara sebepsiz
 Mesela uçan kuşlar bir tuhaf gelse bize
 Ve gölgesinde altın karanlıkların
 Deliler gibi âşık olsak kendimize
 Hani geçen sene kopan uçurtmamız
 Kim bilir şimdi nereye gitti?
 Uykular ve güller arkasından
 Oyunlar ki Allah’ın selâmeti
 Siz dünyanın bütün çocukları geliniz
 Rüyadan ve şarkıdan bir halka
 Ne olur almayınız kimseyi
 Ortanıza benden başka
——————————————————————————–
 Uykuda Çocuklar
 Ferit Edgü
Çocukları yatırdın mı? dedi adam.
 Çoktaaaaann, dedi kadın.
 Kimbilir nasıl bir düş görüyorlardır şimdi.
 dedi erkek.
 Kimbilir, dedi kadın. Git kulaklarına fısılda
 istersen.
——————————————————————————–
 Filistinli Çocuklara Birinci Şiir
 Gökhan Akçiçek
Anneler,
 Ninniler biriktirin
 Çok çok ninniler.
 Yerleştirin bir zarfın içine
 Öpücüklerinizle pullayın;
 Akdenize doğru
 Uçan her kuşla,
 Filistinli çocuklara yollayın.
——————————————————————————–
Anne
Haydar Ergülen
Sahiden senden mi doğdum anne
 yollar nehirler kuşluk vakitleri dururken
 bir insandan mı doğar bir çocuk
 anne senin yüreğin taş olsa dayanır mı
 kuş olsa çiçek olsa gündüz olsa
 kırılmaz mı acıdan bir sap menekşenin boynu
 bu kez dağlar doğursun beni anne
 sen de ılık yağmur ol
 durmadan yağ kanayan yerlerime.
——————————————————————————–
Tayf
Hüseyin Atlansoy
–Hadi oğlum eve gir akşam oldu
 Yemek soğuyor, baban kızacak
 – Tamam anne, bir gol daha kaldı geliyorum.
 Bir Zamanların Şarkısı
İsmail Karakurt
Çocuktum
 çöpten bir at yaptım
 yaprakları kanat yaptım
 uçtum gül bahçelerine
 çocuktum
 güneşi seyre çıktım
 balkonları yıktım
 kaçtım gül bahçelerine
 çocuktum
 küçücük bir ildim
 kendimi yusuf bildim
 açtım gül bahçelerine
 çocuktum
 anber taşıyan yeldim
 ne yaman seldim
 taştım gül bahçelerine
 çocuktum
 annemi çok yordum
 gökyüzünde kuşlar gördüm
 koştum gül bahçelerine
——————————————————————————–
 Sevinç
 İsmail Uyaroğlu
Sarılıp birbirinize çocuğunuzla
 Uyudunuz mu hiç?
 Akan uyku değil sanki aranızda
 Uyku hafifliğinde bir sevinç
—
Bir İlkbahar Şiirine Başlangıç
 Melih Cevdet Anday
Hava ne kadar güzel öğretmenim
 Yollar ağaçlar kuşlar ne kadar güzel
 Yer yüzü pırıl pırıl öğretmenim.
 Gizlisi saklısı kalmamış dünyanın
 Nesi var nesi yoksa dökmüş ortaya
 Bütün bitkiler, bütün hayvanlar, bütün taşlar
 Sürüngenler, konglomeralar, serhaslar
 Hepsi hepsi ortada öğretmenim.
 Ne olur biz de gidelim
 Burda kalsın kitaplar
 Burda kalsın iğneli karafatmalar
 Kollarından bacaklarından gerilmiş kurbağalar
 Burda kalsın hepsi
 Bomboş kalsın evler okullar
 Hapishaneler, hastahaneler…
 Öğretmenim, sevgili öğretmenim
 Sırtımıza alırız hastaları
 Kim bilir ne özlemişlerdir kırları
 Ya mahpuslar?
 Ne sevinirler kim bilir
 Sarılıp sarılıp öperler adamı.
——————————————————————————–
 Çocuk Kalbimdeki Kuş
 Mustafa Ruhi Şirin
Her kuşun güzel adı
 Ve iki kanadı var
 Çocuk kalbimdeki kuş
 Kuş demek uçmak demek
 İstiyorsan seninle
 Adımı paylaşırım
 Çocuk kalbimdeki kuş
 Binlerce kuş taşırım
 Uçmak mavi bir türkü
 Kanadında gözüm var
 Çocuk kalbimdeki kuş
 Benim de gökyüzüm var
 Yıldızımdan uzuyor
 Gök ağacın dalları
 Çocuk kalbimdeki kuş
 Nerde kuş masalları
 Kuşumla aramızda
 Aşk ırmağı akıyor
 Çocuk kalbimdeki kuş
 Kime gül bırakıyor
 Yolların bittiği gün
 Anneme bir şiir sun
 Çocuk kalbimdeki kuş
 Benim çocukluğumsun
——————————————————————————–
 Okul
 Melisa Gürpınar
ben derse kalkmış bir çocuğum
 korku ve heyecanla
 durmadan anlatıyorum
 kapıcı beşir
 elindeki pirinç çanı çala çala
 dolaşıyor dışarıda
 öğretmenim inatçı
 ille de bir not vermek istiyor bana
 açtırmıyor kapıyı
 anlat çocuğum diyor
 anlat bakalım
 ah şu an bir kedi miyavlasa
 gülsek
 ya da nal sesleri dolsa sınıfa
 haritalar canlansa
 sepetimde patates yemeği var
 bir de portakal
 nedense sınıfın en çalışkanı oluyor
 oğlanlar
 atilla var enis var
 yanakları al al saçları kolonyalı
 va kolalı beyaz yakalarıyla
 seviyorum onları
 öğretmen dersi bitirmiyor
 görüyorum bir gözyaşı seli ve kara bulutlar
 göç yollarını izleyerek
 geliyor üstüme doğru
 ben öğrendiğimi hemen unutuyorum
 ve ezberlediğimi de öyle karışık anlatıyorum ki
 devrilmiş bir kova su gibi
 kimse kullanamıyor bir daha sözcüklerimi
 ama hâyal bilgim pekiyi
——————————————————————————–
 Kuş Renkli Çocukluğum
 Mevlânâ İdris Zengin
Dinle Gambito söyleyeceklerim var
 Kalmadı artık
 Dağlara yaslandığımız akşamlar
 Babamızın dönmesini beklerken
 İşaretlediğimiz zamanlar
 Kalmadı kalmadı
 Pencereden bizi gözleyen ağaçlar
 Şimdi saklanmıştır bütün kapılar Gambito
 Üşüyoruz kimseler aldırmıyor
 Ellerimiz sevgili ellerimiz
 onlar bile yabancı
 Hey Gambito biz kimiz
 Seni alıp giden
 Beni alıp giden
 Kim böyle her akşam
——————————————————————————–
 Kız Çocuğu
 Nazım Hikmet
Kapıları çalan benim
 kapıları birer birer.
 Gözünüze görünemem
 göze görünmez ölüler.
 Hiroşima’da öleli
 oluyor bir on yıl kadar.
 Yedi yaşında bir kızım
 büyümez ölü çocuklar.
 Saçlarım tutuştu önce,
 gözlerim yandı kavruldu.
 Bir avuç kül oluverdim,
 külüm havaya savruldu.
 Benim sizden kendim için
 hiçbir şey istediğim yok.
 Şeker bile yiyemez ki
 kâat gibi yanan çocuk.
 Çalıyorum kapınızı
 teyze, amca, bir imza ver.
 Çocuklar öldürülmesin
 şeker de yiyebilsinler.
——————————————————————————–
 Ağlayan Çocuklar
 Necip Fazıl Kısakürek
Kafesli evlerde ağlar çocuklar,
 Odalarda akşam olurken henüz,
 O zaman gözümün önünde parlar,
 Buruşuk, buruşuk, ağlayan bir yüz.
 Ne vakit karanlık kaplasa yeri
 Başlar çocukların büyük kederi;
 Bakınır, korkuyla dolu gözleri:
 Ya artık bir daha olmazsa gündüz?
 Gittikçe kesilir derken sedalar,
 Gece; bir siyah el gözümü bağlar;
 Duyarım, içime sığınmış, ağlar,
 Bir ufacık çocuk, bir küçük öksüz…
——————————————————————————–
 Çiğdemli Türkü
 Nihat Behram
Nar çocuk
 Acar çocuk
 Dal olur
 Açar çocuk
 Dişleri
 Erik erik
 Isırır
 Uçar çocuk
 Bakışı
 Yavru geyik
 Yüzünde
 Saçar çocuk
 Ay doğar
 Kumrulanır
 Uykuda
 Naçar çocuk
 Gün olur
 Çiğdemlenir
 Dağlara
 Kaçar çocuk.
——————————————————————————–
 Bayram
 Orhan Veli
Kargalar, sakın anneme söylemeyin!
 Bugün toplar atılırken evden kaçıp
 Harbiye Nezaretine gideceğim.
 Söylemezseniz size macun alırım,
 Simit alırım, horoz şekeri alırım;
 Sizi kayık salıncağına bindiririm kargalar,
 Bütün zıpzıplarımı size veririm.
 Kargalar, ne olur anneme söylemeyin!
——————————————————————————–
 Çocuk
 Osman Sarı
Ey çimenler üzerinde
 Bize el sallayan çocuk
 ayakta zor duran çocuk
 İşte birden düşüverdin
 Bir çiçek daha düşmüş
 Gibi çiçekler üstüne
 Bugün geçiyorken burdan
 Bir tren penceresinden
 Ansızın gördüm seni
 Ey çiçekler arasında
 Bize el sallayan çocuk
 Ayakta zor duran çocuk
 Ne kadar tazedir şimdi
 Üstüne bastığın çimen
 Topuğunu öpen çimen
 Bize el eden ellerin
 Bize el sallayan çocuk
 Ayakta zor duran çocuk
——————————————————————————–
 Çocuklarım
 Rıfat Ilgaz
Sizi ben yoklama defterinden öğrenmedim
 Haylaz çocuklarım
 Sınıfın en devamsızını
 Bir sinema dönüşü tanıdım
 Koltuğunda satılmamış gazeteler
 Dumanlı bir salonda
 Kendime göre karşılarken akşamı
 Nane şekeri uzattı en tembeliniz
 Götürmek istedi küfesinde
 Elimdeki ıspanak demetini
 En dalgını sınıfın
 Çoğunuz semtine uğramaz oldu okulun
 Palto ayakkabı yüzünden
 Kiminiz limon satar Balıkpazarı’nda
 Kiminiz Tahtakale’de çaycılık eder
 Biz inceleyeduralım aç tavuk hesabı
 Tereyağındaki vitamini
 Kalorisini taze yumurtanın
 Karşılıklı neler öğrenmedik sınıfta
 Çevresini ölçtük dünyanın
 Hesapladık yıldızların uzaklığını
 Orta Asya’dan konuştuk
 Laf kıtlığında
 Birlikte neler düşünmedik
 Burnumuzun dibindekini görmeden
 Bulutlara mı karışmadık
 Güz rüzgârlarında dökülmüş
 Hasta yapraklara mı üzülmedik
 Serçelere mi acımadık kış günlerinde
 Kendimizi unutarak
——————————————————————————–
 Anneler ve Çocuklar
 Sezai Karakoç
Anne öldü mü çocuk
 Bahçenin en yalnız köşesinde
 Elinde siyah bir çubuk
 Ağzında küçük bir leke
 Çocuk öldü mü güneş
 Simsiyah görünür gözüne
 Elinde bir ip nereye
 Bilmez bağlıyacağını anne
 Kaçak herkesten
 Durmaz bir yerde
 Anne ölünce çocuk
 Çocuk ölünce anne
——————————————————————————–
 Haluk’un Bayramı
 Tevfik Fikret
Baban diyor ki: “Meserret çocukların yalnız
 Çocukların payıdır!” Ey güzel çocuk dinle:
 Fakat sevincinle
 Neler düşündürüyorsun bilir misin? Babasız
 Ümidsiz, ne kadar yavrucakların şimdi
 Siyah-ı mâteme benzer terâne-yi ıy’di!
 Çıkar o süsleri artık, sevindiğin yetişir:
 Çıkar biraz da şu öksüz giyinsin, eğlensin:
 Biraz güzellensin
 Şu rû-yı zerd-i sefâlet… Evet, meserrettir
 Çocukların payı; lâkin sevincinle
 Sevinmiyor şu yetim, ağlıyor… Halûk dinle!
——————————————————————————–
 Çocuklar
 Yavuz Bülent Bâkiler
Şimdi bütün çocukların elma bahçelerinde
 Dağıtır saçlarını bir serin rüzgâr.
 Ve gider sanki sesleri uzak iklimlere kadar
 Salıncaklar sallanın.
 Artık karanlığı hiç sevmiyorum.
 Aydınlıkta çocukların masal gibidir gözleri,
 Ve bir avuç suya benzer ince yüzleri
 Işıklar yanın.
 Bir beyaz sandal nasıl güzelse bir denizde
 Çocuklar da öylesine güzeldir uykularında…
 Sayıklayınca sanki güller açılır sularda
 Anneler, babalar, uyanın.
——————————————————————————–
 Çocuk Duası
 Ziya Gökalp
Her sabah erken
 Uyanırım ben,
 Derim gönülden;
 Elhamdülillâh.
 Bülbüller sazda,
 Güller niyazda,
 Derim namazda;
 Elhamdülillâh.
 Şimdi gün doğar,
 Der hep insanlar,
 Vazifemiz var:
 Elhamdülillâh.
 Buyurur Hünkâr,
 Altun anahtar,
 Mektebi açar:
 Elhamdülillâh .
 Her sabah erken,
 Düdük ötmeden,
 Sınıftayım ben:
 Elhamdülillâh.
——————————————————————————–
 Çocuklar Bakıyorlar
 Ziya Osman Saba
Çocuklar bakıyorlar, gözlerinde mavilik,
 Bize bakıyorlar çocuklar, bir deri bir kemik.
 Çocuklar tutamıyorlar ellerinde oyuncakları,
 Çocuklar, koşamaz olmuş bacakları.
 Bakıyorlar her akşam elimize,
 Bir şey sormak ister gibi hepimize.
 Benizleri sapsarı, hasta.
 Çocuklar betbaht bu yaşta.
 Kim getirip koymuş onları yanımıza:
 Bakıyorlar çizgi çizgi alnımıza.
Evet sıra sizde: Sizde buradakilerden farklı ve yeni çocuklarla ilgili şiirinizi yazmak için aşağıdaki yorum bölümünü kullanabilirsiniz. Yada Buradan Şiir Kategorimize Dönerek Diğer Şiirleri Okuyabilirsiniz.
 
 



Bence çocuk siiri çok güzel
Çocukları severiz büyük, küçük farketmez çocuklar çok kötüdür bi çocuk görürseniz sakın onla konumayınız sen bir çocuktan ben kapatım
bence çocuklara daha cok önem vermeli
çok süper
Çok güzel şiirler var.Emeği geçenlerin eline sağlık…
güzel ama tarzım değil
çok güzelllll
anlamlı ve duygulu.hatta anneler ve çocuklarını çok beğendim.bunları yazana bravo
çok güzel.handeye katılıyorum.anlamlı.ve duygulu.bende anneler ve kızlarını beğendim
şiirler çok güzel.anlamlı ve duygulu bunları kim yazdıysa bravo.sevdiğim şiir tarzı.hatta anneler ve çocukları çok ama çok beğendim.
çok süper ya
gerçekten şiirler manalı ve güzell.ama bazıları çok kısa.. daha uzun olabilirdiii!!!!☺☺☺
en güzelçocukşiirleri