Asker Şiirleri

Bu sayfada
Asker şiirleri kısa sayfamızda, amatör ve ünlü şairlerden askerler ile ilgili en güzel şiirleri ve şehit komando şiirlerini bulabilirsiniz.
Askerlik Şiiri
Geldi çattı askerlik çağı
 Beni bekler asker ocağı
 Ah ne sıcaktı, o anne kucağı
 Ama, kışla peygamber ocağı
Veda edip, düştüm gurbet yoluna
 Hasret kaldım, sevdiğimin koluna
 Söyleyin, dua etsinler tüm askere
 İnşallah nasip olur bize o tezkere
Gidip devir alacağım şanlı sancağı
 Şehit de olsam, bırakmam sancağı
 Uğurunda akıtılmış, nice şehit kanı
 Uğrunda vermeye hazırım, bu canı
Başımdaki saç adedince başım olsaydı
 Her gün vatan uğrunda birisi alınsaydı
 Yine de uğrunda şehit olmaya değerdi
 Ne kadar isterdim uğrunda ölebilmeyi
Bayram Tunca
Şehit Şiiri
Ey şehit! duydum ki, alnından vurulmuşsun,
 Hemen yükselmişsin, cennete kurulmuşsun
Akan kanların birikti, zalimi boğdu,
 Bir tek vurulduğun yerden, bin nefes doğdu
Sen varsın biz varız, vatan sana minnettar,
 Hak cemalini göstermiş, cennet gelmiş ki dar
Mahşerde gülümser kanlı gömlek giyenler,
 Utanır dolaşır, şehit öldü diyenler
Şanlı sancağım alını, kanından almış,
 Vurulup gülmüşsün hilal, o günden kalmış
Muhammed övmüşte sevmiş, sevmişte övmüş,
 Senin makamını gören, dizini dövmüş
Sensiz kokmazmış gül, sen yoksan akmaz gönül,
 Bak, sırada melekler, öpüldükçe öpül
Allah Allah (c.c) dedin, koştun, içtin şerbeti,
 Canı feda ettin, yakın kıldın gurbeti
Ardından bıraktıklarını tarih aldı,
 Ey şehit! gittin amma, yerin bomboş kaldı
Hikmet Küçük
Bayrağım Şiiri
Göklerde açan çiçeğim,
 Dalga dalga, al al
 Bağımsızlık kokan
 Bağrında ayı-yıldızı var,
 Vatanı ışıtan
 Çiçeğimin rengini,
 Mehmetçik vermiş,
 Cephede şehit olan
 Vatan vatan diyerek,
 Şu yeşillikte yatan
 Topraktan yükselen ses:
 Ben şehit! Bu vatan!
 Kanım bayrağımda can!
 Bu topraklar bizimdir,
 Biz de bu toprakların,
 Ölenler ölmedi hepsi bir can,
 Kendileri kalplerde
 Dolaşan tertemiz bir kan
 Saygı vatan için ölenlere,
 Seni dinliyoruz Ata’m!
 Sen emrettin bizlere,
 Bu vatan bizimdir!
 Asla el sürdürmeyiz ellere
 Topraktan yükselen ses:
 Ben şehit! Bu vatan!
 Kanım bayrağımda can!
Altay Taşkın
Ölme Asker Şiiri
Ağzının düşman dediğine yüreğin acırdı
 Sorardı aklın neden diye
 Ölümün vekaletiydi taşıdığın
 Senin de vicdanın vardı be asker
Taşıdığın tüfek ağır gelirdi omuzlarına
 Kurşunları kendinden ağırdı tüfeğinin
 Vurduğunun da yüreği vardı
 Vurduğunun da bekleyeni vardı be asker
Bir kendine acısan bir düşmanına acırdın
 Tek fark safındı belki de
 Aradaki çizgiydi seni ondan ayıran
 O da başkalarının çizgisiydi be asker
Hiç istemezdin öldürmeyi
 Zaten karıncayı bile incitemezdin
 Ama karsı karsıya geldiğinde mecburdun
 Düşmanını öldürmeye, kurşundan değildin be asker
Seninki de candı be asker
 Taşıdığın yürekti
 Sevdiğin vardı sevenin vardı
 Senin de bekleyenin vardı be asker.
Ahmet Aksoy
Asker Ocağında Bayram Sabahı Şiiri
Güneş tepelerden sancıyla doğar
 Asker ocağında bayram sabahı
 İçimi bin türlü acıya boğar
 Asker ocağında bayram sabahı
Ne varsa kesilir neşeden hazdan
 Şeker şerbet geçmez olur boğazdan
 Dökülür gözümden yaşlar birazdan
 Asker ocağında bayram sabahı
Tanıdık dost sesi kulaklarımda
 Ayrılık bestesi dudaklarımda
 Hayalim memleket sokaklarında
 Asker ocağında bayram sabahı
Yavukludan gelen sır selamına
 Bir kokulu mektup bir selamına
 Kaç şarjör boşalır yar selamına
 Asker ocağında bayram sabahı
Yanında istersin sırdaşlarını
 Ananı, babanı gardaşlarını
 Aşk olsun tutana gözyaşlarını
 Asker ocağında bayram sabahı
Mustafa Dilki
Hani Asker Ölmez Diyorlardı Şiiri
Hani asker ağlamaz diyorlardı,
 İşte ağlıyor,
 Hani asker sevmez diyorlardı yarim aklımdan çıkmıyor,
 Hani asker ölmez diyorlardı baksa Azrail’in elinde ismim yazıyor.
Hani sevenler ayrılmaz diyorlardı,
 Baksana bir mektup bile gelmiyor,
 Hani asker unutulmaz diyorlardı, soranım bile olmuyor,
 Hani asker ölmez diyorlardı,baksana Azrail’in elinde ismim yazıyor.
Hani asker özlemez diyorlardı,
 Baksana gözlerim seni arıyor,
Bizim Asker Şiiri
Davul zurna yolcu ederiz seni
 En büyük asker bizim asker
 Emri vazife eyler isen eğer
 Melekler seni korur asker
Arınırsın ocakta,sivil esvaptan
 Kolaylık dileriz sana Allah’tan (c.c)
 Korkma sakın gölgeden,karanlıktan
 Nöbetin kolay olsun asker
Çok ararsın annenin aşını
 Olmaz bu kadar diye sallama başını
 Taşına dikkat et, kırma sakın dişini
 Salla kaşığı mercimeğe afiyet olsun asker
Eksik etme bizden nameni
 Boşa gitmesin,vatanını emeği
 Unutma sakın, dostlarım demeyi
 Sigaranı arkadaşın ile böl’de iç asker
Duygu selidir biliriz askerlik
 Arkadaş muhabbeti ile olur dirlik
 Hangi kıtadasın, birliğin hangi birlik
 Şiirine, türküne dökte yaz, gönder asker
Mehmet Akif Gülhan
Asker Şiiri
Deki o şimdi asker
 Deki o şimdi vatani görevini yapıyor
 Deki o bizleri koruyor
 Askerim ana asker
Desinler ki
 Gitmiş vatani görevini yapmaya
 Düşmüş bir kışlaya
 Çavuş demiş başladınız asker olmaya
 Askerim ana asker
Derim ki
 Gönderirim resimlerimi
 Çekerim sıla hasreti
 Açamam sevgilime derdimi
 Askerim ana asker
Dediler ki
 Çıktı bir göreve
 Girdi bir cepheye
 Yıktı bir kurşun mehmedim nerede
 Askerim ana asker
Dedim ki
 Ana sen gönlünü ferah tut
 Sizleri kötülükten koruduk
 Vatan sağ olsun şehit olmuşuk
 Askerim ana asker
Ağlarım Şiiri
Şehit anası vatanında yad olmuş!
 Vahameti gördüm kızar ağlarım
 Yönetenler dilsiz sanki lal olmuş!
 Sineme köz basar basar ağlarım
Adam aydın güya bilmez soyunu!
 Bu ilkellik bilmem kimin oyunu?
 Kınıyorum sessiz basın yayını,
 Erzurum’da susar susar ağlarım
Ömer vatan için sabır yazarım,
 Türk olmasa yapan mezar kazarım,
 Şehittir Erzurum şehit yazarım
 Kendime de kızar kızar ağlarım
Tarih 2005 Erzurum Nene Hatun’un torunu
 ve şehit anası çocuğunun diploma töreninde dışarı atıldı
 SUÇU 60 YAŞINDA BAŞININ YAZMALI OLMASI
Ünlü Şairlerden Asker Şiirleri

Ünlü şairlerin yazmış oldukları asker şiirlerini burada derledik. Ziya Gökalp, Mehmet Akif Ersoy, Hüseyin Nihal Atsız gibi çeşitli şairler tarafından yazılmış askerler için şiirleri bu başlık içerisinde topladık.
Küçük İskender Koğuş Kalk Şiiri
Koğuş kalk
 Sesime zulmet ağzımın kapısındaki gardiyan
 Bu şehre beş vakit ezan kadar,
 Beş vakitte ihanet lazım.
Tertemiz dudaklardaki acı ayrılık kelimesi,
 Dökülürken ayaklarımın altına kırmızı bir halı gibi
 Durup, tamda hayatın önünde;
‘Merhaba asker, mutlu musun’ demekte lazım…
Küçük İskender
Ziya Gökalp Asker Duası Şiiri
Elimde tüfenk, gönlümde iman,
 Dileğim iki: Din ile vatan…
 Ocağım ordu, büyüğüm Sultan,
 Sultan’a imdâd eyle Yârabbi!
 Ömrünü müzdâd eyle Yârabbi!
Yolumuz gaza, sonu şehâdet,
 Dinimiz ister sıdk ile hizmet,
 Anamız vatan, babamız millet,
 Vatanı ma’mur eyle Yârabbi!
 Milleti mesrur eyle Yârabbi!
Sancağım tevhid, bayrağım hilâl,
 Birisi yeşil, ötekisi al,
 İslâm’a acı, düşmandan öc al,
 İslâm’ı âbâd eyle Yârabbi!
 Düşmanı berbâd eyle Yârabbi!
Kumandan, zabit, babalarımız.
 Çavuş, onbaşı, ağalarımız.
 Sıra ve saygı, yasalarımız.
 Orduyu düzgün eyle Yârabbi!
 Sancağı üstün eyle Yârabbi!
Cenk meydanında nice koç yiğid,
 Din ve yurd için oldular şehid,
 Ocağı tütsün, sönmesin ümid,
 Şehidi mahzun etme Yârabbi!
 Soyunu zebun etme Yârabbi!
Ziya Gökalp
Mehmet Akif Ersoy Cenk Şarkısı Şiiri
Yurdunu Allah’a (c.c) bırak, çık yola:
 Cenge! » deyip çek ki vatan kurtula.
 Böyle müyesser mi gaza her kula?
 Haydi levend asker, uğurlar ola.
Ey sürüden arkaya kalmış yiğit!
 Arkadaşın gitti, yetiş sen de git.
 Bak ne diyor, cedd-i şehidin, işit:
 Durma git evladım, uğurlar ola.
Durma git evladım, açıktır yolun…
 Cenge sıvansın o bükülmez kolun;
 Süngünü tak, ön safa geçmiş bulun.
 Uğrun açık olsun, uğurlar ola.
Yerleri yırtan sel olup taşmalı!
 Dağ demeyip, taş demeyip aşmalı!
 Sendeki coşkunluğa el şaşmalı!
 Haydi git evladım, uğurlar ola.
Yükselerek kuş gibi Balkanlara,
 Öyle satır at ki kuduz Bulgar’a:
 Bir daha Osmanlı’ya güç sırtara!
 Git de gel evladım… uğurlar ola.
Düşmana çiğnetme bu toprakları;
 Haydi kılıçtan geçir alçakları!
 Leş gibi yatsın kara bayrakları!
 Kahraman evladım, uğurlar ola .
Balkan’ı bildin mi nedir, hemşeri?
 Sevgili ecdadının en son yeri.
 Bir sıla isterdin a çoktan beri
 Şimdi tamam vakti… Uğurlar ola.
Balkan’ın üstünde sızan her pınar
 Bir yaradır, durmaz içinden kanar!
 Hangi taşın kalbini deşsen: Mezar!
 Gör ne mübarek yer… uğurlar ola.
Eş hele bir dağları örten karı:
 Ot değil onlar, dedenin saçları!
 Dinle: Şehid sesleridir rüzgarı!
 Durma levend asker, uğurlar ola.
Ey vatanın şanlı gaza mevkibi,
 Saldırınız düşmana arslan gibi.
 İşte Huda yaveriniz, hem Nebi.
 Haydi gidin, haydi, uğurlar ola.
17 Ekim 1912
Mehmet Akif Ersoy
Hüseyin Nihal Atsız Topal Asker Şiiri
Ey saçları “alagorsan” kesik hanım kız!
 Gülme öyle bana bakıp sen arsız arsız!
Bacağımla alay etme pek topal diye.
 Bir sorsana o topallık bana nereden hediye ?
Sen Şişli’de dans ederken her gece gündüz,
 Biz ötede ne ovalar, çaylar, ne dümdüz
Yaylaları geçtik, karlı dağları aştık;
 Siz salonda dans ederken bizler savaştık .
Ey dudağı kanım gibi kıpkırmızı kız,
 Gülme öyle bana bakıp sen arsız arsız!
Olan işler dimağını azıcık yorsun!
 Biliyorum elbisemle eğleniyorsun;
Biliyorum baldırını o kadar nazla
 Örten bir tek ipek çorap kıymetçe fazla
Benim bütün elbisemden… Hatta kendimden…
 Biliyorum: Çünkü bugün şu dünyada ben
Neyim? Bir hiç… İşe güce yaramaz topal…
 Sen sağlamsın, senin hakkın, dünyadan zevk al:
Çünkü orda düşmanlarla boğuşurken biz
 Siz muhteşem salonlarda şarap içtiniz!
Ey gözünün rengi bana yabancı güzel,
 Her yolcunun uğradığı ey hancı güzel!
Sen yabancı kucaklarda yaşarken her gün
 Yapıyorduk bizde kanla, barutla düğün.
Sen o sıcak odalarda cilveli, mahmur
 Dolaşırken… Biz de tipi, fırtına, yağmur,
Kar altında kanlar döktük, canlar yıprattık;
 Aç yaşadık, susuz kaldık, taşlarda yattık.
Sen açılmış bir bahardın, biz kara kıştık;
 Bizden üstün ordularla böyle çarpıştık…
Gülme öyle bana bakıp pek arsız arsız
 Sen ey dışı güzel, fakat içi çamur kız!
Sana karşı haykıranı, mecbursun dinle;
 Bugün hesap göreceğiz artık seninle:
Ben cephede geberirken, geride vatan
 Aşkı ile bin belalı işe can atan
Anam, babam, karım, kızım, eziliyorken
 Dağlar kadar yük altında… gel, cevap ver, sen
Bana anlat, anlat bana, siz ne yaptınız?
 Köpek gibi oynaştınız, fuhşa taptınız!
Anavatan boğulurken kıpkızıl kanda
 Yalnız gönül verdiniz siz zevke, cazbanda…
Ey nankör kız, ey fahişe unutma şunu:
 Sizin için harp ederken yedim kurşunu.
Onun için topal kaldı böyle bacağım,
 Onun için tütmez oldu artık ocağım.
Nazlı nazlı yatıyorken sen yataklarda
 Sallanarak ölü kaldık biz bataklarda.
Kalbur oldu süngülerle çelik bağrımız,
 Bu amansız boğuşmada öldü yarımız,
Ya siz nasıl yaşadınız? Bizim kanımız
 Size şarap oldu sanki… Şehit canımız
Güya sizin mezenizdi! Yeyip içtiniz;
 Zıpladınız, kudurdunuz arsız, edepsiz!..
Gerçi salonlarda senin “yıldız”dı adın,
 Hakikatte fahişesin ey alçak kadın!
Ey allıklı ve düzgünlü yosma bil şunu:
 Bütün millet öğrenmiştir senin fuhşunu.
Omuzun da neden seni fuzuli çeksin?
 Kinimizin şiddetiyle gebereceksin!..
1926
Hüseyin Nihal Atsız
Pir Sultan Abdal Ah Hüseyin, Vah Hüseyin Şiiri
Alemlerin serverisin
 Ah Hüseyin, vah Hüseyin
 Şehitlerin serdarısın
 Ah Hüseyin, vah Hüseyin
Hasan, Hüseyin’in yari
 Muhammed’in gözü nuru
 Hem Ali’nin yadigarı
 Ah Hüseyin, vah Hüseyin
Zuhur oldun İmam Zeynel
 Muhammet Bakır’dan evvel
 Didene yanayım gönül
 Ah Hüseyin, vah Hüseyin
İmam Cafer’dir yarimiz
 Musa-i Kazım şahımız
 Budur şems ile mahımız
 Ah Hüseyin, vah Hüseyin
Ali Musa ilim hüner
 Muhammet Taki el sunar
 Hüseyin’im deyip yanar
 Ah Hüseyin, vah Hüseyin
Ali Taki, Hasan Asker
 Muhammet Mehdi ser-defter
 İmam-ı Seyyid-i ekber
 Ah Hüseyin, vah Hüseyin
Pir Sultan haber ver dosttan
 Bülbül ötüyor kafesten
 Hem gül ağlar, hem gülistan
 Ah Hüseyin, vah Hüseyin
Pir Sultan Abdal
Bertolt Brecht Asker Şiiri
Savaşa gitmek mi istersin, git asker,
 Gidenin bir daha gelmediği
 Kanlı, kuduran savaşa.
 Burda olacağım geri dönersen,
 Yeşeren karaağaçlar altında bekleyeceğim seni,
 Bekleyeceğim çıplak ağaclar altında,
 Dönünceye dek en son asker,
 Bekleyeceğim seni daha da çok.
Sen geri gelince savaştan
 Göremeyeceksin kapıda başka bir çizme.
 Yanımdaki yastık hep boş kalacak.
 Dokunmamış olacak dudağıma başka dudak.
 Bıraktığım gibi diyeceksin her şey,
 Sen geri gelince savaştan,
 Sen geri gelince.
Çeviren: A. Bezirci
Bertolt Brecht
Dağlar Kara Bürünür Şiiri
Dağlar kara bürünür,
 Bülbül güle sürünür,
 Sen çabala Türkoğlu,
 Elbet şafak görünür
Dağlar kalmaz tilkiye,
 Senle mutlu Türkiye,
 Sen yeter ki güçlü dur,
 Sarıl güzel ülküye
Dağda çakal gezemez,
 Seni hain üzemez,
 Türk yapar planını,
 Yaban asla çözemez
Dağda inler kalmasın,
 Mehmet şehit olmasın,
 Yirmisinde fidanlar,
 Sararıpta solmasın
Haydi şimdi askere,
 Şanla alıp teskere,
 Şehit olup gelirsen,
 Oda kutlu teskere
Şehit gider cennete,
 Türk düşer mi minnete,
 Sen yumruğu konuştur,
 Hainlere dinlete
Vatan emanet sana,
 Bak damarında kana,
 Ardından yürümezsem,
 Lanetler et sen bana
Ümüt Güngör
Ebedi Yiğit Şiiri
Adı yok, şehit!
 Kefenin; Vatan,
 Tabutun; Cihan,
 Düşünüp övün,
 Yaşıyor ünün
Damarında kan,
 Bir alev midir?
 Yaşaman; roman,
 Ölümün; şiir
 Sana yok ne taş,
 Nede bir mezar,
 Bu hayat; savaş,
 Ebedi uzar
Eşit olduğun,
 Şu güneş; Tuğun,
 Tabutum; Vatan,
 Mezarın; Cihan
 Adı yok yiğit,
 Ebedi şehit
Hüseyin Nihal Atsız
Ben Bir Türküm Şiiri
Bu toprak da yaşıyorsam, bin yıldır bu vatanın ekmeğini yiyorsam.
 Atalarım ay yıldızlı bayrağımız için seve seve şehit oluşa ben Türküm.
Cephelerde beraber savaşarak kanımız bayrağımızı göklerde bizleri selamlıyorsa ben Türküm.
 Namusça beraber yaşamışsak kız alıp kız vermişsek benim kanım TÜRK kanıdır.
Bana Türk değilsin diyenin kanından şüphem vardır, benim en büyük düşmanım odur.
Not:
 Bir Türk milliyetçisi her zaman her yerde vatanı, milleti,
 Bayrağı ve dini için seve seve ölüme hazır olan kişidir.
 Değerli ülküdaşlarım biz ülkücü Bozkurtlar bu dünyada,
 Yalnız kalsak da Cenabı Allah’ın (c.c) bizlerle beraber olduğunu biliriz.
 Cenabı Allah’ın (c.c) İbrahim as nasıl yalnız bırakmadığını iyi biliriz.
 Yüce Türk milletinin yanında ve yardımcısı olduğunu bir Türk olarak iyi biliyoruz.
 Değerli arkadaşlarım ülkücü yalnız kalsa da bu dünyada zulme karşı,
 Zalimlerin karşısında Hak ve adalet için mücadelesini veren kişidir ülküdaşlarım.
 Biz Türk milliyetçileri olarak davamız uğruna şehit olmayı şeref olarak biliriz.
 Her yerde ve her şartta ölüme hazır bozkurtlarız.
 Korkunun ecele faydası olmadığını imanımız gibi bilen,
 İnançlı şahsiyetli Başbuğun çelik yürekli,
 Cenabı Allah’ın (c.c) yolunda inançla yürüyen bozkurtlarız..
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
Sizde burada olmayan yeni asker şiirinizi yorum bölümüne yazın. Nazlim.NET
 
 




GÖBEĞİNİ KAŞIYAN ADAM
İşlerin yine yolunda mı?
Bedavadan yaşayan adam,
Keyiften sırt üstü yatıp da
Göbeğini kaşıyan adam.
Helalmiş,harammış demeden
Midesine aşıran adam,
Bir gün foyan çıkar ortaya
Göbeğini kaşıyan adam.
Her gece gündüz kulüplerde
Okey taşı döşeyen adam,
Ömründe bir gün çalışmamış
Göbeğini kaşıyan adam.
İSMAİL MALATYA
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
Utanma gardaşım sıkılma öyle ,
Soyunla sopunla iftahar eyle
Gönülden yürekten her zaman söyle
‘NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE’
Her fırsatta söylüyordu Atatürk.
Güven derdi çalış derdi ,öğün Türk.
Son nefesini verinceye değin Türk.
‘NEMUTLU TÜRKÜM DİYENE’
Öğünmek yaraşır büyük millete,
FATİH ten YAVUZ dan daha da ö…te
Gururla söylerdi ATİLLA METE.
‘NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE’
Gelme oyunlara,düşme ağlara,
Destanlar yazdım de bütün çağlara
Yaz kumsala yüce dağlara,
‘NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE’
Oku tarihini kendini tanı
SALTUK BUĞRA HAN’ı, KÜRŞATatanı
İşte bu ruh kurataracak vatanı
‘NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE’
Değil ayıp,bir kabahat hiç değil,
Kimse engel olamaz bu bir suç değil,
Tam zamanı şimdi söyle geç değil,
‘NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE’
İSMAİL MALATYA