Kadir Gecesinin Önemi Kısa

Kadir Gecesinin Önemi Kısa Kadir Gecesinin Önemi Kısaca

Arkadaşlar bu yazıda Kadir gecesinin önemi hakkında kısa bilgiler vereceğiz ve Kadir gecesinin önemi nedir anlatmaya çalışacağız. Buyurun Kadir gecesinin kısaca önemi :

Kadir Gecesinin Önemi ise Kur’an-ı Kerim’in ilk o gece indirilmeye başlanmasıdır.

Kadir Gecesi, üç ayların sonuncusu olan ramazan ayının yirmi yedinci gecesine rastlamaktadır.Kur’an-ı Kerim’de Kadir Gecesinin Önemi şu şekilde dile getirilmiştir.

” Biz Onu (Kur’an-ı Kerim’i) Kadir Gecesinde indirdik. Kadir Gecesi’nin ne olduğunu sen bilirmisin? Kadir Gecesi, bin aydan daha hayırlıdır.O gecede,Rablerinin izniyle melekler ve Ruh (Cebrail a.s) her iş için iner dururlar. O gece esenlik,gün ağarıncaya kada sürer.” (Kadir Süresi 1-5 Ayetler)

Kadir Gecesi’ndeki ibadet, içerisinde Kadir gecesi bulunmayan bin ayda yapılan ibadetten daha faziletlidir.
Gelecek bir seneye kadar cereyan edecek olan her türlü hadiseler Allah Teâlâ’nın ezelî kaza ve takdiri ile ilgili meleklere bu gece bildirilir (Tecrîdi Sarih Tercemesi, VI, 312). Bu gecede yeryüzüne Cebrail ve çok sayıda melek iner. Bu gece tanyerinin ağarmasına kadar esenliktir, her türlü kötülükten uzaktır. Yeryüzüne inen melekler uğradıkları her mü’mine selam verirler.

———————-

Başka bir anlatım bu biraz uzun arkadaşlar

Kadir Gecesi, mübarek bir zaman dilimidir. Hak ile batılı birbirinden ayıran ve hidayet rehberi olan Kur’an-ı Kerim bu ayda indirildi.

Gelişiyle birlikte oluşturduğu mânâ iklimiyle gönül dünyamızı ma’mur eden, iç âlemimizi zenginleştiren Kadir gecesi, kâinatın anlamını getiren gecedir.

Kadir gecesi yaratılış bilgisinin ders kitabı ve bütün kainatın ve varoluşun özeti olan Kur’an’ın indirildiği gecedir. Kadir Gecesi, bin aydan daha hayırlıdır. Bunun bir değil, birden fazla hikmeti vardır.

Birincisi: Kur’an-ı Kerim’in indirilmesi.

İlgili Makaleler

İkincisi: Rahmete ve mağfirete vesile olan bir gecedir.

Üçüncüsü: Bu gecede yeryüzüne o kadar çok melek iner ki, adeta yeryüzü dar bir mekan haline gelir.

Kadir gecesi, Kur’an’ın övdüğü, esenlik ve güvenliğin her tarafa yayıldığı, sema kapılarının açıldığı, dua ve tövbelerin kabul edildiği kutlu bir gecedir.

Değeri Kur’an’a dayanan bu gecenin değerlendirilmesi, ancak Kur’an’a yönelmekle, onun eşsiz mesajını anlamak ve onun mana ikliminde yol almakla, mümkün olacaktır.

Çünkü Kur’an, insanlığın ufkunda bir ışık gibi yanan ve her dönemde insanların yollarını, kalplerini ve gönüllerini aydınlatmaya devam eden bir meşaledir.

Kur’an insanlığı aydınlatmaya başladığı günden beri ışığından hiç bir şey kaybetmemiş, onun taşıdığı değer ve anlamlar, getirdiği ahlâk ve erdem ilkeleri hep taze ve yeni olarak kalmıştır.

Ondört asırdan beri okunan Kur’an, aklın ve gönlün şifa kaynağı, ilim ve irfan menbaıdır.

Kur’an, anlaşılmak ve insanlığa rehber olmak için gönderilmiştir.

Bu itibarla sadece okumayı öğrenmekle ve okumakla yetinilmeyip içeriğinin de bilinmesi, Kuran’ın ne anlattığının kavranılması, hatta onun kendi hayatımıza da yansıtılması gerekir.

Diğer kutlu zamanlar gibi Kadir gecesi de, hayatımızın çok hızlı seyreden akışı içinde geçmişimizi değerlendirerek gafletle geçen günlerimizi sorgulama, unutarak ve bilmeyerek işlediğimiz hatalara tövbe edip af ve bağışlanma dileme zamanıdır.
Mükâfatların sınırsız olarak verildiği bu gece, kalplerimizin, duygu ve davranışlarımızın her türlü kötülükten arınması, iyi ve güzel davranışlarımızın çoğalıp kötü davranışlarımızın azalması, dinimiz hakkında sağlıklı ve doğru bilgimizin artması, aramızdaki sevgi ve bağışlamanın hepimizi kucaklaması için yeni adımlar atma imkanıdır.
Tövbe, günahla kirlenen ruhumuzu yıkamanın ve yeniden dirilişin ifadesi, dua ise yalnızlaşan insanın sınırsız ve sonsuz kudret sahibi olan Allah’a yakarışı ve ona sığınışıdır.
Hz. Peygamberin ifadesiyle dua, rahmet kapılarının anahtarı, ibadetin özüdür.
Allah Resulü, faziletine inanarak ve sevabını da yalnız Allah’tan bekleyerek bu geceyi güzel amellerle geçirenlerin geçmiş günahlarının bağışlanacağı müjdesini vermiştir.
Bu gece, melekler yeryüzüne inerler. Müslümanların aralarına girerler, haneleri ziyaret ederler.Ancak,içerisinde günahların işlendiği,Allah’ın anılmadığı evlere girmezler.
Melekler, girdikleri evlerde, hem Allah’ı takdis, tesbih ve tehlil ederek zikrederler. Hemde mü’minlerin yararına sabaha kadar istiğfar ederler.
Recep ayı ile başlayan, şaban ayı ile artarak devam eden sevap yükselmesi, Ramazan ayında en üst dereceye ulaşır, Kadir gecesinde ise, kendini önceden iyi hazırlamış olan mü’minin tümüyle affına bile vesile olabilir.
Hatta denebilirki, üç ayların başında niyetini düzeltip, artık ihmal edemiyeceği tam bir İslami hayata başlayan insan, muhtemeldir ki, kadir gecesinde tam bir ilahi affa nail olur, bayramda da hayatına yeni bir beyaz sayfa açabilir.
Bu mumkün olabilir mi? Hiç tereddüt etmeyin olur.
Neden olur? Çünkü rabbimiz kulunun cehennemde azap görmesinden değil, cennette mutlu yaşamasından memnun oluyor. Bunun içinde sebepler hazırlıyor. Bağzı mekanları, zamanları diğerlerinden üstün kılıyor ki, insanlar birazcık kendilerine çeki düzen versinler, yeni bir hamle ve teşebbüsle tekrar dini hayatlarında aşk, şevk kazanıp ilerlemeye başlasınlar. Yağni cennete girmeye layık hale gelsinler….
Onun için mübarek üç aylarda, içten gelen samimi tevbe ve istiğfarlarla, daha fazla oruç tutulur, daha fazla namazlar kılınır ve ramazan ayında bunlara ilaveten fidre,zekat ve sadakalar verilir,ve tümüyle günahlardan kurtulma azim ve gayretine girilir.
Cenab-ı Hakk’ın rahmet kapılarını açarak kullarını affı mağfiretle rahmetine gark etmek için vesile kıldığı, bu mübarek ay, gün ve gecelerde fırsatı ganimet bilerek, “Benden isteyiniz ki vereyim’’ vadi sübhanisine icabet edelim.
Bu gece, ibadet ve taat ile, istiğfar ile, peygamberimize salavat getirmekle, kur’an okumakla, dua ve niyazla meşkul olalım.
İnanalımk ki, biz samimi olursak ALLAH bizim isteklerimizi ihsan buyuracak ve bizleri bağışlıyacaktır. Çünkü bu gece mü’minler için bir kurtuluş ve arınma gecesidir.
Sakın ola ki, dünyanın gel geç nimetleri bizleri ebedi saadet cennetlerinden alıkoymasın.
İlahi nimetlerle beslenen varlığımızı günahların zehirli dişlerine parçalatmayalım.
İman ve ameli saliha sermayemizi şeytanlara kaptrmaktan sakınalım.Alah’ın kapısını kulluk niyazlarımızla çalalım.
İslamiyet kadar büyük nimet yok kıymetini bilelim. Mühim olan bu nimetin farkına varıp, zevkini tadabilmektir.
Bu din yaşarsak bizim dinimiz olur. Sahip çıkmazsak onu yaşamazsak o din bizim dinimiz değildir….
Rasulüllah efendimiz, bu gece şu şekilde dua etmemizi tavsiye etmiştir:“Allahım! Şüphesiz sen affedicisin, affı seversin. Beni affet”
Pek çok hayır ve bereketi bünyesinde barındıran, manevî haz ve vecdin doruğa ulaştığı bu mübarek gece de, Yüce Allah’ın bizlere bilgi, anlayış ve ihlâs vermesi, ve bizi affetmesi için dua edelim.
İhtiyaç içerisinde ve zor şartlar altında yaşamını sürdürmek zorunda kalan insanlarımızın maddi ve manevi yardımlarına koşarak sıkıntılarını paylaşmaya, acılarına ortak olmaya çalışalım.
Bu duygu ve düşüncelerle hepinizin Kadir gecesini tebrik ediyor ve bu gecenin, insanlığın barış, huzur ve saadetine, bütün müminlerin de affına vesile olmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum.

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

2 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir