Ağızdaki Taşın Hikmeti

İnsanın konuşurken ve susarken dikkat etmesi gerektiğini anlatan ve yerinde zamanında konuşmanın yada susmanın önemini gösteren ağızdaki taşın hikmeti olayını yazacağız.

Peygamber Efendimiz(s.a.v) ve onun en yakın arkadaşı Hz. Ebu Bekir(r.a) arasında geçen bu olayda bizlere ders niteliğinde, yerinde konuşmanın yada konuşurken ne maksatla konuşmak gerektiğini anlatan olay okurken beni etkilediği gibi sizi de etkileyecek inanın bana.

Çok eskiden bu yazıyı yazmışız ama yazarken okuyan kişilerin anlamasını zorlaştıracak kelimeler yada cümleler olduğunu görerek sadeleştirip sizlere yeniden yayınlamak istedim.

AĞIZDAKİ TAŞIN HİKMETİ

İnsanın karşısındaki ne kadar kötü niyetli olursa olsun, söyledikleri ne kadar bizleri kırarsa kırsın, söylediklerimize dikkat etmeliyiz. Çünkü bizden başka bizi daha iyi düşünen birisi daha var ki O(c.c)’nun gücü her şeye yeter. Ama bizim Hz. Ebu Bekir(r.a) gibi olmamız hatta yanından bile geçmemiz mümkün değil. Neyse konuya dönüp size o olayı yazayım.

Bir gün Hz. Ebû Bekir (r.a), Peygamber Efendimiz(s.a.v)’in huzur-ı şeriflerinde, se’âdetle otururlarken; Bir bedbaht kötü huylu kimse; bir edepsizlik edip, Ebu Bekir(r.a)’e dil uzatıp, yakışıksız sözler söyledi. Peygamberimiz(s.a.v); o edepsiz, Ebu Bekir(s.a.v)’e edepsizlik ettikçe; bir şey söylemez, bazen de tebessüm eder idi. Hazret-i Ebu Bekir(r.a); o bedbaht ve edepsizin edepsizliği haddi aşınca; zaruri olarak gadaba gelip, birkaç söz söyleyince; Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed(s.a.v), se’âdetle ve devletle yerinden kalkıp, gitti. Hazret-i Ebu Bekir ‘radıyallahü teâlâ anh’ Peygamberimiz(s.a.v)’in ardına düşüp, yetişti ve dedi ki:

– Ya Resulallah! Niçin, bir hayasız, edepsizlik edip, gönül incitirken, sustunuz, bir şey söylemediniz. Şimdi, ben ona söyleyince, kalkıp, gittiniz; sebebi nedir?

Peygamber Efendimiz ‘s.a.v.’ buyurdu ki:
– Ya Sıddık! O hayasız ve bedbaht sana dil uzatmaya başladığı zaman, Allahu Teala (c.c) bir melek gönderdi ki, o kimseyi karşılayıp, kovacak idi. Sen, hemen gadaba geldin; söylemeye başladın. O melek gidip, yerine iblis geldi. İblis-i la’înin olduğu yerde, ben durmam.

Hazret-i Ebu Bekir-i Sıddık ‘r.a.’ ondan sonra, vakitli vakitsiz söz söylememek için, Mübarek ağzına bir taş koyar idi. Ne zaman söz söylemek lazım gelse, evvela fikir ederdi. Bir söz söyleyeceği zaman, o sözü kendi kendine nice zaman düşünür, tefekkürden sonra, Mübarek ağzından o taş parçasını çıkarıp, ne söz söyleyecek ise söyler idi. Sonra o taş parçasını Mübarek ağzına alıp, tespih ve tehlîl ile meşgul olurdu. Kimseye, hayırdan ve şerden dünya kelamı söylemez, eğer kat’î lazım ise ve çok efdal ise, söylerdi. Yoksa, gecede ve gündüzde tespih ve tehlîl ile meşgul idi.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir