Deniz Gezmiş Sözleri

Hakkında en fazla konuşulan ve bir döneme damga vurmuş isimlerden birisi Deniz Gezmiş’in sözleriyle karşınızdayız. O zamanlarda arkadaşları ile birlikte devrim mücadelesi vermiş yakalanarak idam edilmişlerdir.

Ülkemizde sol kesim tarafından çok sevilen bir isimdir ama sağ kesim ise pek sevmez. Belki kızarlar bana benim izlenimlerime göre durum böyle ve geçen zaman içerisinde de bu düşünceler hala devam etmekte.

DENİZ GEZMİŞ SÖZLERİ

Son söyledikleri olsun bütün Deniz Gezmiş sözlerini bir araya toplayarak bu sayfamızda yayınladık. Emperyalizm için söylediği sözleri de sayfamızda burada yayınlanmıştır. Aşağılarda kendisinin ölmeden önceki sözleri ve nasıl idama gidişi de anlatılmıştır.

Aşırı solcudur aşk. Bu yüzden insanların sol yanını hedef alır. Ve aşk bu kadar solcuyken içinden sağ çıkmak imkansızdır.

Emperyalizme, ağalığa karşı nerde mücadele varsa benim devrimci olarak görevim orda olmaktır!

Yaşasın Marksizm-leninizm! Yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği! Yaşasın işçiler! Kahrolsun Emperyalizm! (İdam sehpasında son sözleri)

Biz hiçbir zaman bütün çabamıza rağmen Türkiye’nin bağımsızlığını temin edemedik. Bugüne kadar da bu özlem içinde kaldık.

Türkiye’nin bağımsızlığından başka bir şey istemedik ve hayatımızı bu yola koyduk. Varlığımızı Türkiye adına armağan ettik. Bunun aksini iddia edenler vatan hainidir.

Ben amerikan emperyalizmine, Sovyet revizyonizmine, Romen soytarılığına, Bulgar dalkavukluğuna karşı bir Türk devrimcisiyim.

Deniz’in son sözleri şunlardı: “Yaşasın tam bağımsız Türkiye! Yaşasın Marksizm leninizmin yüce ideolojisi! Yaşasın Türk ve Kürt halklarının bağımsızlık mücadelesi! Kahrolsun emperyalizm! Yaşasın işçiler, köylüler!”

Profesyonel devrimci bugünün Türkiye’sinde kendini hayatı boyunca Türkiye’nin bağımsızlığına adayan kimsedir.

Öteden beri arz etmiş olduğum gibi, bu ülkede anayasayı en fazla savunanlar bizleriz. Anayasayı ihlal edenlerse ortadadır. Anayasanın uygulanmasını isteyen gene bizleriz.

Sana yüklediğim anlamları senmişsin gibi düşünme, aldanırsın! O anlamlarla sadece bende varsın. Ben seviyorsam sen bahanesin.

Anayasayı uygulamayan yavuz kimselerse hâlâ ortadadır. Ve yine o kişiler bizim kellemizi istemektedirler. İddia makamı bizim vermekte olduğumuz bağımsızlık savaşına karşıdır, Türkiye Cumhuriyeti anayasasının hukukuna karşı, reformlara karşıdır.

Vatan, onu parsel parsel satanların değil; uğrunda darağacına gidenlerin vatanıdır!

Öldürdünüz mü sandın beni cellat, 6 Mayıs’ta? Say bakalım o günden bu güne doğan çocukların adını. Kaçı cellat, kaçı Deniz?

Biz şahsi hiçbir çıkar gözetmeden, halkımızın bağımsızlığı ve mutluluğu için savaştık!

Burda ölen yalnızca bedenimdir ki zaten ölümlüydü ölecekti. Ama düşüncemi öldüremeyeceksiniz, düşüncem yaşayacak.

Sen bir kulsun, kul olarak kalacaksın.(Kayseri valisine)

Ve ben 24 yaşındayken kendimi Türkiye’nin bağımsızlığına armağan etmekten onur duyuyorum.

Her ölen, bir kişilik ölümünü ölmüş. (Vietnam’da ölenler için)

35 milyon metrekare vatan toprakları işgal altındayken, bizim milli bütünlüğü bozmakla suçlanmamız gülünçtür. Mustafa Kemal sağ olsaydı çok şaşırırdı. Hareketimiz tamamen anayasal bir harekettir. Anayasamızın başlangıç ilkesinde belirtilen ulusun zulme karşı direnme hakkını kullandık. Bu sebeple anayasal bir davranışta bulunduk.

Son mahkeme savunmasında – Yaptıklarımızın haklı olduğuna inanıyorum. Halen de bu inancı taşıyorum. Türkiye’nin bağımsızlığından başka bir şey istemedim ve bu sebeple Amerikan emperyalizmine ve işbirlikçilerine karşı mücadele verdik. Bundan dolayı ölümden korkmuyoruz. Onu ancak işbirlikçiler düşünsün ve ancak onlar kendi canının telaşına düşsün.

(iddianamede) Fikir özgürlüğünü ve anayasayı paravan yapanlar, önceleri Atatürkçü geçinirken, onun fikir ve şahsiyetinde küçük görmeye başladılar. Sadece Mustafa Kemal tarafını beyan ediyorlardı. Şeklinde bir cümle mevcuttur. Bunu kesin olarak reddediyorum. Asla kabul etmiyorum. Diğer yurtseverler de bunu kabul etmezler. Bu kasten tahrif edilmek isteniyor. Gerçekler örtülmek isteniyor. Bu cümle art niyetle hazırlanmıştır. Bu memlekette Mustafa Kemale gerçekten sahip çıkanlar varsa, onlar da bizleriz, sahip çıkmayanlar da ortadadır. Anayasanın uygulanmasını isteyenler gene bizleriz, anayasayı uygulatmayan yavuz kimselerse hala ortadadır. Ve o kişiler bugün bizim kellemizi istemektedirler.

İddianameye karşı diyeceklerim mevcuttur, iddianame kelle istemek için hazırlanmıştır. Yapılan tahliller yanlıştır, hatalıdır, değerlendirmeler keza isabetsizdir. Yalnız biz varlığımızı hiçbir karşılık beklemeden esasen Türk halkına armağan etmiş bulunuyoruz ve Türk halkı ve devletin bağımsızlığına armağan etmiş bulunmaktayız. Bu sebeple ölümden çekinmiyoruz.

Onlar 36 milyonluk ülkenin bütün yükünü 20 gencin üzerine yıkmaya alışmışlardır. Bizi bağımsız bir ülkenin çocukları olmaktan mahrum eden hepiniz dahil, sizlersiniz. Ve sonunda idam isteğiyle buraya getirildik.

Biz stratejik olarak düşüncemizi hiçbir zaman saklamayız. Hangi şartlar altında olursak olalım, bunu açıkça söyleriz. Düşüncelerimizi mezara kadar götürürüz. Nasıl burada namluların ve dipçiklerin gölgesi altında konuşuyorsak, düşüncemizi her zaman açıkça ifade ederiz. Tarih evvelce bunu yapanları nasıl temize çıkarmışsa bizi de temize çıkartacaktır, buna da inanıyoruz.

İddianamede geçen ve bana atfedilen bir cümleyi kabul etmiyorum. Ben silahımı halka ve orduya karşı kullanmadım, ancak vatan hainlerine karşı kullanmak maksadıyla taşıdım ve ‘halka ve orduya karşı kullanırım’ şeklinde beyanda bulunmadım.

Deniz Gezmiş Son Anları ve İdam Edilişi

İdam cezaları o zamanlar senato tarafından onaylanmak zorundaydı. İsmet İnönü “siyasi suçlar idamla cezalandırılmamalıdır” diyerek Bülent Ecevit ile birlikte ret oyu kullanır. AP genel başkanı Süleyman Demirel ise infazdan yana oy kullanır.

Olaydan 15 yıl sonra, Süleyman Demirel bir gazeteciye verdiği demeçte idamlar için: ” soğuk savaşın talihsiz olaylarından biri ” yorumunu yapar. Mahkumların özür dilemesi istenir. Hiçbiri yaptıklarından özür dilemez. Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay ise idamları onaylar.

İdam edilmeden önce Alman Der Spiegel dergisinde çıkan son yazısında “Yaşasın tam bağımsız Türkiye! yaşasın Marksizm-Leninizm. Yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği! yaşasın işçiler, köylüler! kahrolsun emperyalizm!” dediği belirtildi.

İdama tanık olan avukatı Halit Çelenk’e göre ise son sözleri “Yaşasın tam bağımsız Türkiye. Yaşasın Marksizm-Leninizm’in yüce ideolojisi. Yaşasın Türk ve Kürt halklarının bağımsızlık mücadelesi. Kahrolsun emperyalizm. Yaşasın işçiler, köylüler” olmuştur.

Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan ile birlikte 6 Mayıs 1972 tarihinde, gece 1:00-3:00 arası, Ulucanlar Cezaevi’nde asılarak idam edildi.

İdam yaftaları sonradan müze olan Ulucanlar Cezaevi Müzesi’ne Anadolu Ajansı muhabiri Burhan Dodanlı tarafından bağışlandı. İdam yaftaları;

“Ankara 1nolu Askeri Mahkemesinin 8.10.1971 tarih ve 971-13 esas 971-23 karar sayılı hükmü ile TCK 146-1 maddesi uyarınca ölüm cezasına mahkum edilmiştir.”

Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının 1969’da öldürülen Taylan Özgür’ün yanına gömülme isteği yerine getirilmedi.

İdamından sonra bayraklaşarak devrim mücadelesinin çok önemli bir sembolü oldu; birçok sol örgüt başka konularda fikir ayrılıkları olmasına rağmen mutabık kaldıkları nadir konulardan birisi Deniz Gezmiş’in devrim önderliğidir.

12 Mart Darbesinin ilk günlerinden sonra Yusuf Aslan ile birlikte Sivas’a gitmekteyken motosikletleri bozuldu. Bir ihbar sonucu polislerin gelmesi üzerine çıkan çatışmada Aslan ile birbirlerini kaybettiler. Aslan o esnada Elmalı’da iken, Gezmiş ise 16 Mart 1971 salı günü Sivas’ın Gemerek ilçesinde etrafı sarılarak yakalandı ve Kayseri’ye getirildi. Buradan Ankara’ya zamanın İçişleri Bakanı Haldun Menteşeoğlu’nun makamına götürüldü.

Mahkemesi 16 Temmuz 1971 günü Altındağ Veteriner Okulu binası’nda Tuğgeneral Ali Elverdi başkanlığında Baki Tuğ savcılığında Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 1 no’lu Mahkemesi’nde başladı ve 9 Ekim 1971 günü bitti. Deniz ve arkadaşları 16 Temmuz 1971’de başlayan THKO-1 Davası’nda TCK’nin 146.maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle, 9 Ekim 1971’de 146/1 maddesi uyarınca idam cezasına çarptırıldı. Mahkeme kararı;

“Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Mahkememiz Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın tamamını; bir kısmını tağyir, tebdil veya ilgaya cebren teşebbüs suçunu işlediğinizi sabit gördü. Türk Ceza Kanunun 146/1 maddesi uyarınca ölüm cezası ile tecziyenize karar verdi.”

Deniz Gezmiş şiirleri

Deniz Gezmiş’in en sevdiği şiir olarak Nazım Hikmet’in “Delikanlım” şiiri söylenir.

“Delikanlim,
iyi bak yildizlara
onlari belki bir daha göremezsin.
Belki bir daha
yildizlarin isiginda kollarini
ufuklar gibi acip geremezsin

Delikanlim,
senki, ya bi köse basinda
kasindan kan sizarak gebereceksin
ya da bir devrimci gibi dar agacinda
can vereceksin”
Ayrıca Deniz Gezmiş için yazılmış şiirler de vardır. Bunlardan biri de Can Yücel’in yazdığı “Bizim Deniz” şiiridir.
“En uzun koşuysa elbet
Türkiye’de de Devrim
O, onun en güzel yüz metresini koştu
En sekmez luverin namlusundan fırlayarak …
En hızlısıydı hepimizin,
En önce göğüsledi ipi…
Acıyorsam sana anam avradım olsun
Ama aşk olsun sana çocuk, Aşk olsun…”

Exit mobile version