Savaş Şiirleri

Savaş şiirleri sayfamızda ünlü ve amatör şairler tarafından yazılmış en güzel savaş şiirlerini kısa şekilde bulabilirsiniz. Buyurun savaş ile ilgili şiirler;

Çağrı şiiri

Bu böyle devam etmez,yaş akacak yakında
Kılıç çekildi artık, ya şakacak ya kın’da
Ya baltaları gömüp saplarını yakın da
Dağdan bağa dönünüz, bu size son uyarım
Savaş barış farketmez ben her şeye uyarım

Çağırdık dönün diye bu sizin son ay’ınız
Uyanın yeter artık bu gafletten, ayınız
Dağda ne işiniz var İmralıda ayı’nız
Dağdan bağa dönünüz, bu size son uyarım
Savaş barış farketmez ben her şeye uyarım

Bir asker şehit oldu, ya bahardı, ya kış’tı
Annesinin feryadı yürekleri yakış’tı
“Teröre lanet olsun” sözü ne de yakıştı
Dağdan bağa dönünüz, bu size son uyarım
Savaş barış farketmez ben her şeye uyarım

Mikdat Bal

—-

Neden savaş şiiri

Neden savaş üstüne savaş?
İnsan olmalı insana gardaş
Dünya insana yeter de artar
Yeter artık dökülen kan ve yaş

İnsan öldürür mü insanı
Can taşıyan alır mı canı
Kan dökmenin var mı hakk yanı
Ey insanoğlu kendini tanı

Gariban ölürken bir lokma için
Paralar uçuyor hep savaş için
Kötü yolu bırakıp iyiyi seçin
Yaşamak dururken ölmek niçin?

Ergin Dağdeviren

—-

Amerika’ya dost ol şiiri

Ya Amerika’ya düşman ol,
Gücün yettiğince savaş…
Yada Amerika’ya dost ol,
Sonsuza kadar kendinle savaş…!

Ya Amerika’ya düşman ol,
Kafirle savaş.
Ya Amerika’ya dost ol,
Kur-an kursuyla, müslümanla savaş…!

Ya Amerika’ya düşman ol,
İsrail’le savaş.
Ya Amerika’ya dost ol,
İran’la savaş…!

Ya Amerika’ya düşman ol,
Son nefesine kadar savaş,
Ya Amerika’ya dost ol,
Son bir müslüman kalıncaya dek savaş..!

Ya Amerika’ya düşman ol,
PKK ile savaş,
Ya Amerika’ya dost ol,
Hizbullah ile savaş…!

Ya Amerika’ya düşman ol,
Yap bir erkeklik kuklalarıyla savaş,
Ya Amerika’ya dost ol,
Peşin peşin bırak git buradan, Amerika safında savaş!

Abartmıyorum.
Amerika olsada savaş
Amerika olmasada savaş….
Ya erkek gibi,
Yada Irak gibi……..!

Onur Şevik

—-

Savaş var şiiri

Emperyalistler güç gösterisinde
Irak’ ta; Turan’da savaş var
Rusya dikmiş Gürcistan’a gözünü
Akılda mantıkta belde savaş var

Amerika denilen o vahşi soysuz
Afganistan’da Kerkük’te savaş var
İnsanlar türedi şerefsiz soysuz
Dünyada güçler arasında savaş var

Özgürlük der hak der girer içine
Sokak da vurur tekme atar leşine
Liderler düşmüş kendi nefsi peşine
Dünya kan gölü, törede savaş var

Zalimler mazlumları yere sererken
Bahaneyle Rusya Gürcistan’a girerken
Karabağ’ım zulümden feryat ederken
Türk Doğu Türkistan’da yine savaş var

Horasan ereni dünyada bozuldu maya
Güçlü devletler fakire atıyor ateşten nara
Liderlerimiz yatıyor siyasete vermiş mola
Ciğerlerimiz yanıyor yurdumda savaş var

Halil ÇOLAK

—-

Savaş şiiri

Doğduğun gün başlar, esasen savaş
Ağlamadan vermez, kimse ekmek, aş
Yürümen gerekir, dolduğunda yaş
Koşman istenir, sonra yavaş, yavaş

Her geçen yıl savaş, daha kızışır
Kimse demez ki, sana ne yakışır
Şunu yap diyen, yakana yapışır
İnsanoğlu hep, el için savaşır

Okul yıllarında, savaşa devam
Okulda öğretmen, evdeyse Babam
Okumazsan derler, olmazsın adam
Savaş bitmek bilmez, sen, bense Saddam

Savaş asla bitmez, değişir cephe
Okumadıysan, her şeye dersin he
Sürerler seni, cepheden cepheye
Bir ömür savaşır, bir lokma ekmeye

Savaş, hangi savaş, hayattan beter
Bir ömür cephede, savaşla geçer
Savaşırsın da, olmazsın muzaffer
Hayat mağlup eder, seni her sefer

Güngör Celep

—-

Küçük asker şiiri

Küçük asker, silah elde
Kahramanca ilerliyor
Karşısında bütün belde
“Kahramanım, yaşa!” diyor…

Küçük asker, küçük asker!
Vatan senden hizmet ister.

Vatan için çeker emek
Herkes; bu borcu herkesin.
Vatan demek ninen demek,
Sen nineni sevmez misin?..

Küçük asker, küçük asker!
Vatan senden şefkat ister.

Vatan senden hayat umar,
Sen yaşarsan o canlanır;
Vatan için ölmek de var,
Fakat borcun yaşamaktır…

Küçük asker, küçük asker!
Vatan senden kuvvet ister.

Minimini omuzların
Taşıyacak yarın tüfek;
Tüfek değil, vatan yarın
O omuza yüklenecek…

Küçük asker, küçük asker!
Vatan senden gayret ister.

Küçük asker dinle bunu:
Sakın boşa silah atma;
Kılıcını, kurşununu
Haksızlığa karşı sakla…

Küçük asker, küçük asker!
Hak da senden kuvvet ister.

Tevfik FİKRET
—-

Ölü asker şiiri

Zeynep ve Derviş’ e
Nasıl da istemiştim
savaşa gitmeden
sevgilimle evlenmeyi
ama nereden bilebilirdim
ki silahın
demirine çarpıp
saklandığım yeri belli edeceğini
parmağımdaki yüzüğün…

Sunay AKIN

—-

Karda ayak izleri var şiiri

Karda ayak izleri var
Vurulup düştükleri yere kadar
Yüzleri tanınmayacak bir halde
Öldüğü yerde kalmış cesetleri

Onlar için hatıra yok
Saat durmuş
Onlar için değil
Yıldızlar ve bu gece
Onlar için değil gelen güneş
Artık onların yok
Uzak şehirlerde
Sevdikleri

Artık hepsi bitti
Açlık, susuzluk ve kin
Ne matara ne ekmek torbası lâzım
Ne silâh
Elbise ve düşen şapka da lüzumsuz
Artık üşümezler ki

En güzel ocak ateşleri
Artık ısıtamaz ellerini
İsimlerini en yakın tanıdık
Söylese işitmezler
Kurt mu, dost mu, düşman mı?
Bilmeyecekler baş uçlarına geleni
Artık ne tren, ne gemi
Onları getiremez bir daha

Necati CUMALI

—-

Muharebe görmüş bir adam anlatıyor şiiri

Muharebede ne ölüm korkusu gelir
İnsanın aklına
Ne, evi barkı düşünürsün
Gezin üst kenarın ortasından
Arpacığın tepesinden
Beğendiğin yerini seçersin hedefin
Tetiği elin titremeden çekersin

Artık karşındaki sana benzemez
O da küçük bir dükkân işletir memleketinde
O da karısını sever
Onun da senin gibi
Küçük bir çocuğu var
Aklına bile gelmez
Artık senin yaşaman için
Onun ölmesi lâzımdır.

Necati CUMALI

—-

Nöbet şiiri

Uykusuz geceler bunlar
Dağ başlarında, nöbette.
Uzakta, çok uzakta,
Tek tük ışıklarını seçtiğin şehir
Sokaklarında kısık sesle
Şarkılar söylediğin.

Cevat ÇAPAN

—-

Yeni er şiiri

Savaş çıkmıştı
Orduya aldılar onu
Tüfek verdiler
Mermi verdiler
Süngü verdiler
Bomba verdiler
Gaz maskesi verdiler
Tanımadığı adını bilmediği
Bütün gereçleri verdiler
Dağ başında gözcüydü o
Aşağıda ırmak sanki bir gelin-
Sanki bir kuş – yeryüzünde akan bir kuş
Orman koyu yeşil – yeşil – açık yeşil
Sanki bilgeler arası çağsal toplantı
Ki mavi söylencelere benzemektedir
Yarısı görünen göl
İşte başaklar sallana sallana
Sürezi yenilemekte evrensel bir devinim
Hepsi bir severlik içinde sessiz
Ötelere ulaşmaktadırlar kendi varlıklarından
Baktı yeni er üstüne başına mırıldandı:
Peki niye
Bunca güzelliklere karşı
Böylesine çirkin giyinmek

Fazıl Hüsnü DAĞLARCA

—-

Harp içinde şiiri

Babalar evlerine mahçup döndü her akşam
Harp içinde.
Anaların sütü kesildi,
Çocuklar ağladı,
Erkekler askere gitti.
Kadınlar bir deri bir kemik.
Harp içinde kızlar sarardı.

Savaşanlardansa
Ancak bir hatıra kaldı.

Cahit KÜLEBİ

—-

Harbe giden şiiri

Harbe giden sarı saçlı çocuk!
Gene böyle güzel dön;
Dudaklarında deniz kokusu,
Kirpiklerinde tuz;
Harbe giden sarı saçlı çocuk!

Orhan VELİ

—-

Durmaz bu savaş şiiri

İnsanlığın yüreği pas tutmuş pas
Her gün yüzlerce ölü her günümüz yas
Şeytan kutsal toprakta yapıyor dans
İnsanlık uyku da durmaz bu savaş

Beli kirli beyinler istiyor savaş
Sistem öyle mazlumlara,git dalaş
Em kanlarını? Bırak yavaş yavaş
Vicdanlar uyku da durmaz bu savaş

Kahpece eller uzandı çocuklara
İşimiz var bu kafadan uçuklara
Zehir olsa da versem şu küçüklere
Mertlik uyku da durmaz bu savaş

Çoluk çocuk perişan arada kaldı
Soysuzluk vizesini soysuzdan aldı
Tüm namertliğiyle mazluma saldı
Merhamet uyku da durmaz bu savaş

Çark böyledir memoçilo dövün dur
İstersen kafanı duvarlara vur
Gitmek isterim cepheye değilim hür
Adalet uyku da durmaz bu savaş

Mehmet Ali Demirel

—-

Barış olsun şiiri

Gönüller hep sevgi dolsun
Savaş değil, barış olsun
Cümle âlem refah bulsun
Savaş değil, barış olsun

Dünya gergin kötü gidiş
Firavunlar gösterdi diş
Devletler yapsın doğru iş
Savaş değil, barış olsun

Ölmesin çocuklar, canlar
Dünyada akmasın kanlar
İyi insan bunu anlar
Savaş değil, barış olsun

Çobanoğlu söyler sözü
Anlayanın güzel özü
Zalimlerin çıksın gözü
Savaş değil, barış olsun

Şevki Çobanoğlu

—-

Mahalleler savaş alanı olmuş şiiri

Cennetten cinnete giden bu yolda
Mahalleler savaş alanı olmuş
Acı ama gerçek olan bu yolda
Mahalleler savaş alanı olmuş

İşsizlik kanını donduruyor bak
Ha cehennem ha sırat köprüsü bak
Hayat böyle diyor ele kına yak
Mahalleler savaş alanı olmuş

Evleri başına yıkılan canlar
Sistemin oyuncağı olmuş insanlar
Dost şerf’im sfil geçen akşamlar
Mahalleler savaş alanı olmuş

Şerafettin Muş

—-

Savaş olmasın şiiri

Zalimin parmağı tetikte durur
Dilerim dünyada savaş olmasın
Çoluğu çocuğu acımaz vurur
Dilerim dünyada savaş olmasın

Mazlum milletlerin belalı başı
Hiç fayda etmiyor gözünün yaşı
Zehirden acıdır ekmeği aşı
Dilerim dünyada savaş olmasın

Yeryüzüne gelen gider yük değil
Çıkar için cana kıymak hak değil
Böyle günde güneş bile ak değil
Dilerim dünyada savaş olmasın

İsmeti ‘nin ahı vardır duyulmaz
Müslümanlar insanoğlu sayılmaz
Sarhoş mudur bunca millet ayırmaz
Dilerim dünyada savaş olmasın

Aşık İsmeti Sivas

—-

Savaş diye şiiri

Savaş borusunu çalıp da yoktan
Gencecik bebeler solmasın artık
İnsanlık barışa susamış çoktan
Savaş diye bir şey olmasın artık.

Kurbanı olmayın yanlış, yalanın
Hiç dostu bulunmaz yalnız kalanın
Yaşamak hakkıdır insan olanın
Savaş diye bir şey olmasın artık.

Savaş öncesinde baykuşlar öter
Savaşa katılmak hepsinden beter
Dünya nimetleri herkese yeter
Savaş diye bir şey olmasın artık.

Nice devletleri savaştır yıkan
Ayırım yapmadan her şeyi yakan
Var mıdır savaştan kazançlı çıkan?
Savaş diye bir şey olmasın artık.

Ruhların tekamül etmesi için
Sevginin evrene yetmesi için
Açlığın dünyada bitmesi için
Savaş diye bir şey olmasın artık.

Şükrü Öksüz

—-

Savaş belası şiiri

Bir çocuk ağlıyor nerde anası?
Sargı tutar mı dost savaş yarası?
Bütün insanlığın gönül duası,
Susmalı silahlar savaş belası…

Dört kitapta bire varır bireyler,
Hoşgörü barışı, sevgiyi yeğler,
Evrensel dünya da akli selimler,
Susmalı silâhlar savaş belası…

Sussun bu silâhlar, bitsin savaşlar.
Ölmesin bebeler, masum çocuklar.
Çekilsin ordular, gitsin bu tanklar.
Susmalı silâhlar savaş belası…

Muammer Çalar

—-

Kavga eyleme gönül şiiri

Zamana bel bağlama gün olur devran döner
O güzel bakışının nuru ziyası söner
Gözlerinin önüne topraktan perde iner
Kendine savaş açıp kavga eyleme gönül

Bazı zaman uysalsın bazı zaman hovarda
Ara tara sen gibi zor bulunur civarda
Son çektirdiğin resim asılacak duvarda
Kendine savaş açıp kavga eyleme gönül

Kesilecek demektir suların bol akması
Bulutları andırır ıslak gözün bakması
Dönülmez yola girme kolay olmaz çıkması
Kendine savaş açıp kavga eyleme gönül

Gözyaşların süzülüp karışınca terine
Yüreğin göz göz olur döner yangın yerine
Hemen sırtını dönme küstün diye birine
Kendine savaş açıp kavga eyleme gönül

Farz etki koca dünya evrende yüzen gemi
Yalnız kendine göre uyarlama gündemi
Bütün insanlara bak hepsi senden önde mi?
Kendine savaş açıp kavga eyleme gönül

Semahi yurtta barış cihanda barış iste
Göreceksin önünde duracak mutlu liste
Mutluluğu yürekten duyacaksın her seste
Kendine savaş açıp kavga eyleme gönül

Erol Duran

—-

Dilde savaş var şiiri

İnsanoğlu düşmüş benlik peşine,
Ağızda, dudakta, dilde savaş var.
Baba evladına dikmiş gözünü,
Akılda, mantıkta, belde savaş var.

Asalakça yaşar seçimsiz, oy’suz,
Ömrünü tüketir düğünsüz, toysuz.
İnsanlar türedi şerefsiz, soysuz;
Anada, babada, dölde savaş var.

Haramla geçinir gitmez işine,
Yıllardır helal aş değmez dişine.
Nâdan olan düşmüş nefsi peşine,
Adette, törede, yolda savaş var.

Zalimler, âlimi sererken yere,
Yasa yandaş oldu kötüye, şere.
Bir güreş tutuştu çarşafla bere,
Kutnuda, kumaşta, çulda savaş var.

Şahini insanda bozuldu maya,
Hiç söz söylenmiyor bayana, bay’a.
Bir kısım insanlar giderken Ay’a,
Tarot’ta, yıldızda, falda savaş var,

Ozan Şahini

Exit mobile version