Dokunaklı Aşk şiirleri

En Güzel Dokunaklı şiirler kısa – Sayfamızda amatör ve ünlü şairlerden bu konu ile ilgili şiirleri bulabilirsiniz. Buyrun dokunaklı aşk şiirleri

ANNABEL LEE

Senelerce senelerce evveldi
Bir deniz ülkesinde
Yaşayan bir kız vardı bileceksiniz
İsmi; Annabel Lee
Hiçbir şey düşünmezdi sevilmekten
Sevmekten başka beni
O çocuk ben çocuk, memleketimiz
O deniz ülkesiydi
Sevdalı değil karasevdalıydık
Ben ve Annabel Lee
Göklerde uçan melekler
Kıskanırlardı bizi
Bir gün işte bu yüzden göze geldi
O deniz ülkesinde
Üşüdü bir rüzgarından bulutun
Güzelim Annabel Lee
Götürdüler el üstünde
Koyup gittiler beni
Mezarı oradadır şimdi
O deniz ülkesinde
Biz daha bahtiyardık meleklerden
Onlar kıskanırdı bizi
Evet! Bu yüzden “Şahidimdir herkes ve deniz ülkesi”
Bir gece rüzgarından bulutun
Üşüdü gitti Annabel Lee
Sevdadan yana kim olursa olsun
Yaşca başca ileri
Geçemezlerdi bizi
Ne yedi kat göklerdeki melekler
Ne deniz dibi cinleri
Hiç biri ayıramaz beni senden
Güzelim Annabel Lee
Ay gelir ışır, hayalin erişir
Güzelim Annabel Lee
Orda gecelerim uzanır beklerim
Sevgilim sevgilim hayatım gelinim
O azgın sahildeki
Yattığın yerde seni…

Çok ileri bir tarihte
Çok yaşlı olarak
Sessizce ayrılmalıyım
Kimseye pek gözükmeden
Ve kimseyi rahatsız etmeden.

Masamın üzerinde
Dünden kalan işler
Tamamlanmamış yazılar
Okunmayı bekleyen kitaplar
Ve anılar ve umutlar.

Filleri kuyruğundan çekerek
Tepeleri aşırtmaktı görevim
Günler bitti filler tükenmedi
Ben elimden geleni yaptım
Gerisini siz tamamlayın.

Boşa geçmedi hayatım
Daha fazlası olabilirdi ama
‘Buna da şükür’ demeliyim
İşte sevgili dostlar
Ben böyle veda etmeliyim.

Aşkın Yaş Güncesi

İllegal düşüncelerin patlama noktası şimdi…
Eylül ayrılıkları hazanla birleşti…
Yüzümde belli belirsiz bir iç çekiş…
Ve aynı başlangıç, aynı son…
Bu filmi izledim daha önce
Başa sarma bilirim.
Kalsın derin uykuda

İlgili Makaleler

Boşuna

Kocadı yüreğim sevda çekemez,
Hadi git gönlümü yakma boşuna,
Bıraktığın halden asla çıkamaz,
Sel olup gönlüme akma boşuna.

Aşkla işim olmaz bir daha asla,
Yaşarım günümü dert ile yasla,
Aşkın badesini içmiştim tasla,
Geçti benden artık bakma boşuna.

Soldurdun gülümü gelmeden hazan,
Dertli yazmış bana kaderim yazan,
Olma düzenimi yeniden bozan,
Gelip evim barkım yıkma boşuna.

Uzak olsun benden gelmesin sevda,
Etmişim neşeye, aşklara veda,
Sürmedim ömrümce birgün de sefa,
Zülfüne gülleri takma boşuna.

Çok aşklar yaşadim, acılar gördüm,
Her aşkın ardından cefaya girdim,
Dertleri gönlüme aşklarla ördüm,
Kalbe aşk okunu çakma boşuna.

Hüzün denizi

Yağmurlar hüzün de getirir beraberinde…
Alışılagelmiş oyunu tekrarlar beynim hiç durmadan…
Mevsimler geçiyor…
Ağıtla iniyor günüme…
Vuruyor hüznüme inceden ince…

On dördünde salar ateşi bağrına soykalar…
Masumanedir belki ama
Henüz gerçek değildir…
Acısını yaşar on sekizinde çaresiz…
On dokuzu! Oturmamış tam yerine duygusu…
Ve yirmi oldu işte!!!
Ah! Demek nafile, vah çekmek boşa…
Artık önemi yok tattım acıyı
Zehir zıkkım günlerim…
Ve olgun şimdi düşlerim…

Aynı acıyla bir beş yıl daha derken…
Şimdi yirmi altı…
Ve yaşanmışlıklar adına yazılan şiirler…
Yanılgılara eş değer…
Sonu mu sorarım?
Kendime… Kendimce
Aşk her yaşta acı,
Her yürekte sancı…
Her gözyaşında ağıt olup
Ve yürek …… yaşsız akar!!!

Dokunaklı Bir Günahtır Aşk

mavinin topacıyım eğri kasnağın burcunda
hani hayat, hani alkol, hani sen
hani gökyüzünün bulut taşıyan hamalları
dünyanın inşa ettiği iki üç laf
çığlığın desenlediği o tatlı yenilgi

hani kaçamağı o kutlu sarsıntının
yalandan arafın döl fışkırmış sınırında
tamam
dokunaklı bir günahtır aşk
güneşin gölgelediği gölge

Ayşe`ye Mektup

Sabah aldım gül kokan mektubunu
Pek sevindim Allah` ayan be Ayşe!
Okudukça yaş değil yanağımdan
Hayâlindi yuvarlanan be Ayşe!

Mektubunda diyorsun ki ‘can ağbim,
Sen gideli buralarda garibim
Çâre olmaz hasretime tabibim’
Üç yıl kaldı, yettim, dayan be Ayşe!

Muhtaçsın bilirim paylaşan yâre
Bu yüzden elemin, hüznün yekpâre
Seninçün hayatta en kutlu çâre
Seherde yaptığın duân be Ayşe!

Bahtına sızlanıp isyânda durma
Mâteme bürünüp gönlünü yorma
Ne kapılar açar garibe, sorma
Kaparsa birini Rahmân be Ayşe!

Özlemini gömüver kitaplara
Karışma çözümsüz karanlıklara
Sanma daima değişen mâcerâ
Hayat çok çok güzel, inan be Ayşe!

Başka ömre huzurunu bağlama
Metin ol da vara yoğa ağlama
İnsan âciz, yol, yalçın bir dağ ama
İmtihandır, haydi davran be Ayşe!

İkimizin duâsıdır Allah`a,
Ayırmasın bizi bizden bir daha
İstiyorsan bak gelirim sabaha
Koşa koşa yorulmadan be Ayşe!

Sen sabrını inadına bileğle
Gönülcüğün ilhâmlara yol eyle
Bu ağbinin hatırını gül eyle
Varsa sende ondan kalan be Ayşe!

İçten İçe Ağlıyorum

Alışık olmadığım saatte gelmişti o durgunluk
Bakışlarımı esir almıştı o yanlızlık
Denizin ince sesine karşılık
Yüreğimin çığlıklarını duyamıyordum artık

Nerde ve nasıl diye sorgulamıyordum
İçime düşen aşk ateşini
Şuan çalan şarkıda arıyordum
Belki o an belli etmesemde
Aslında içten içe ağlıyordum

Sitemkar gözlere isyan etmek yakışmıyordu
Mutsuzluğa bir anlam daha katan
O terketiş
Benliğimden çok şey götürüyordu

İçtenlik

Tomurcuklar yanaklarda,gamzelere dönüşmüş,
Ateşlerin kızıllığı, dudak diye görünmüş,
Işık saçmış gözlerinden,şule şule yürümüş,
Dut yemiş bülbüle döndüm, gönlüm yere serilmiş.

Uzun uzun saçlarından, kement yap da beni tut,
Bir tebessüm eyle bana,olsun bana bir umut,
Selvi dal gibi uzanmış,bekliyor gökte bulut,
Kaybettim tüm bilincimi,beynimde patlar barut.

Otuz iki adet dişi,inci gibi dizilmiş,
Hilal gibi kaşları var,yaya benzer gerilmiş,
Gözlerinin muhafızı, kiprikler ok’a dönmüş,
Ses çıkmıyor dillerimden,sözler yere dökülmüş.

Burun desen fındık gibi,ölçüsü tam yerinde,
Beli sanki fidan gibi,incecik kemerinde,
Mehtap gibi huzur verir,parlar nuru anlında,
Güneş bile sönük kalır,güzelin karşısında.

Sözcüklerim anlatamaz,gördüğüm güzelliği,
Alır aklından insanı,kaybettirir benliği,
Ne mümkündür seyrederken,düşünmek çirkinliği,
İnsan yalnızca bu değil,sevilir içtenliği

İçten İçe

sevdam seni durmadan
can evinde yeşertir
çiçekçe ve çocukça
sıralı sırasız ikide bir
nice yıkım nice ılgar
geçer iz bırakarak
nice geç kalmış bahar
acımıza eklenir
çocukları da alan
ölüm sıra beklemez
yara üstten kapanır
sızı içerden dinmez
ölüm yıkım ve sevda
yaşamakla başa baş
başlangıç belli belirsiz
bitim belirli nokta

İçten İçe Bir Sevda

Yine gözlerim doluyor gecenin bastırmasıyla ağır ağır
Yine başımda bir ağrı amansızca, sonsuz
Ve yine ağlıyorum içimden boşa geçen zamana saate baka baka
Parmaklarım gitmiyor telefona, benliğim yetmiyor dayanmaya
Nefes alamıyorum gibi geliyor zaman zaman ama alabiliyorum
Ürperiyorum ansızın sanki bir yabancı çıkıp bana zarar verecek gibi
Sessizce hareket ediyor, çıkardığım sesleri örtbas etmeye çalışıyorum
Allah Kahretsin! Olmuyor! Yapamıyorum bunu.
İçime kapanamıyorum. Duygular, irademi yeniyor
Artık haykırmak istiyorum… Seni Seviyorum

Dokunaklı içten bir şiir

Resimler karşıda sırayla yerleşmiş,
Renkler ise üşenilmeden uzaklardan getirilmiş,
Birşeyi önemseme bu olsa gerek,
Bir güzelliğin ortaya çıkması bu şekilde olsa gerek,
Gözler ister istemez resimlere baktıkça dalgınlık yaşıyor,
Gönül ise kendinden geçiyor,
Resimlere baktıkça,
Kalpten sözler birer birer dökülüyor, sonbahar yaprağı gibi,

En içten şiirler,
Kalp yolculuğunda yerini alırlar,
Resme doğru ilerlemeye başlarlar,
Bütünlük bu olsa gerek,
İçtenlik bu olsa gerek,
İçtenlikle gelen güzellik bu olsa gerek.
En içten resimlerin ve şiirlerinin bütünlüğü böyle olsa gerek

Evet sıra sizde: Sizde buradakilerden farklı ve yeni dokunaklı aşk şiirinizi yazmak için aşağıdaki yorum bölümünü kullanabilirsiniz. Yada Buradan Şiir Kategorimize Dönerek Diğer Şiirleri Okuyabilirsiniz. Nazlim.net

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir