Şirin Soysal Şarkı Sözleri Şarkıları

Şirin Soysal şarkı sözleri sayfamızda, şarkıcının yeni ve son çıkan şarkılarının tümünün listesi burada yayınlanmıştır.

Şirin Soysal şarkı sözleri ve şarkıları sayfamızda, şarkıcının yeni ve son çıkan şarkılarının tümünün listesi burada yayınlanmıştır.

Viyana’da 1980 yılında doğan şarkıcı, Üniversitede tiyatro bölümü mezunudur. İçinde ki müzik aşkı 2011 yılında ilk albümünü çıkarmasına sebep olmuştur. Şirin Soysal, 2011 yılında ki ilk albümü “Bir Şeyler Var” ile müzik dünyasına adım atmıştır. Bu albüm onun herkes tarafından tanınmasını sağlamıştır.

Şirin Soysal Şarkıları

Şirin Soysal Yabancıyım

Tanımazsınız beni çok uzaklardan geldim ben
Uğraştım çabaladım olmak için sizden
Anlamsızca gülücükler saçtınız suratıma
Ama olmadı nafile yabancıyım
Başta hep böyle olur diye avuttum kendimi
Heyecanla ve umutla tuttum sözlerimi
Gülmeye çalıştım kötü esprilere
Yapamadım nafile yabancıyım
Alın beni aranıza hemen şimdi ve şuracıkta
İhtiyacım var ait olmaya
Dalalım serin gecelere salaş eğlencelere ve
Sarılalım hepsinin sonunda
Konuşmalarınıza hep katılmak istedim
Ama sizin gözünüzde ben bir dinleyiciyim
Söyleyeceklerim benimde vardı o konularda
Susturdunuz nafile yabancıyım
Durumum bariz ortada sakladığım bi şey yok
Alacaklarım pek azdır vereceklerimse çok
Arık kabullenin beni sizden biri gibi
Hem yabancı hem de buralı biriyim
Alın beni aranıza hemen şimdi ve şuracıkta
İhtiyacım var ait olmaya
Dalalım serin gecelere salaş eğlencelere ve
Sarılalım hepsinin sonunda
Sizin gibiyim gerçekten olsam da biraz çekingen
Aslında tek farkım…
Yabancıyım.

Şirin Soysal Kahve ve Melatonin

Kahve ve melatonin
Ne sıcak olsun ne de serin
Oturalım yan yana
Gerisi Allah(c.c) kerim

Kahve ve melatonin
Ne sıcak olsun ne de serin
Oturalım yan yana

Anlat bana, sakla bende sırrını
Yavaş yavaş bensiz geçen yılları
Çözemedim aklından geçenleri
Mühim değil, böylesi daha gizemli

Bir gün belki her şeyi anlatırsın
Gece ağlar sabahına ayılırsın
Dinlerim ben, birazcık da okşarım
Üzülme sen, birlikte sallanalım

Kahve ve melatonin
Ne sıcak olsun ne de serin
Oturalım yan yana
Gerisi Allah(c.c) kerim

Kahve ve melatonin
Ne sıcak olsun ne de serin
Oturalım yan yana

Farklı kentlerde karşılaşıp duralım
Duvardan duvara aşkımızı yazalım
Bir öpüşmenin ötesine varmadan
Bahsedelim Kürk Mantolu Madonna’dan

Kahve ve melatonin
Ne sıcak olsun ne de serin
Oturalım yan yana
Gerisi Allah(c.c) kerim

İlgili Makaleler

Kahve ve melatonin
Ne sıcak olsun ne de serin
Oturalım yan yana

Kahve ve melatonin
Ne sıcak olsun ne de serin
Kahve ve melatonin
Ne sıcak olsun ne de serin

Şirin Soysal Benim Gibi

Sen yaşından büyük
Ve ben başıma buyruk
Önce saklanmadık
Öyle özgür ve akışkandık
Sonra koyulaştıkça tenin bilgeliği
Nasıl da kahredici
Ah! Nasıl olur da istemezsin?
Çok kaldın aklımda
Nasıl olur da hissetmezsin?
Sen kolay kadın diye düşündün

Ve ben çapkınlığımla övündüm
Keşke girmeseydik o sulara
Otursaydık arkadaşça
Nerden bilebilirdim
Titriyor hala bedenim
O denli sıcak hislerim
Hiç böyle hissetmemiştim
Onca yıl onca sevgili
Bu nasıl başlamadan bitti
Oysa her şey film gibiydi

Şirin Soysal Bir Şeyler Var

Sıradan bir gün gibi göründü
Oysa havada tuhaf parıltılar
Her zamanki kediler mi bunlar
Sanki birbirlerine gülüyorlar
Tek aynı kişi sokağın delisi
Bilmediğimiz bir şeyler var
Evren mi değişti vaktimiz mi geldi
Bir şeyler var
Sımsıkı sarılmış yaşlı bir çift
Tarihi çeşmeden ses akıyor
Çocukların topu uçuvermiş
Güneşin dibinde kımıldıyor
Bütün hayvanlar dama çıkmışlar
Bilmediğimiz bir şeyler var
Zaman mı sarktı melekler mi çarptı
Bir şeyler var
Sıradan bir gün gibi göründü
Oysa kıpır kıpır tüm komşular
Vedat Bey bile evinden çıkmış
Sokaktan yükselen kahkahalar
Ateş püskürten utangaç ergen
Bilmediğimiz bir şeyler var
Kalpler mi açtı soluklar mı taştı
Bir şeyler var
Kalpler mi açtı soluklar mı taştı
Bir şeyler var

Şirin Soysal Uyurgezer

Yürüyorum yolumdan habersizim
Birden bire resimden silinmişim
Sisli gece ürküyorum arkama bakmaya
Seni göremem diye
Sarılmışım ağacın gövdesine
Silahsızım saydamlık ötesinde
Ay ışığı kayıtsızca bağlıyor şimdiye
Bırakmamak üzere
Uyurgezer gibiyim uyurgezer biriyim
Altımda hızla geçen hayat
Üstümde parlayan hakikat
Ben olduğum yerde durabilir miyim?
Korunmasız cesaretim yerinde
Ellerim boş sınırsızlık içinde
Ölümsüzüm ayaklarım kesilmiş yerden
Kimdir bu ben değilsem
Bir an geldi uçurum kenarında
Düştüm sandım uçuyorum aslında
Gece beyaz ümidim var belki söndürülmez
Bu ışık bir daha
Uyurgezer gibiyim uyurgezer biriyim
Altımda hızla geçen hayat
Üstümde parlayan hakikat
Ben olduğum yerde durabilir miyim?

Şirin Soysal Bilinmeyen

Belki hayaller boş değildir bu sualler
Belki kurallar kırılmalıdır duvarlar
Geldi mi sıra yoksa mucizelere
İnandık mı sonunda bilinmeyene
Geldi mi sıra yoksa mucizelere
İnandık mı sonunda bilinmeyene
Belki boyutlar uzak değildir yıldızlar
Belki dilekler tutulmalıdır o sözler
Belki senin de vardır sırların derinde
Belki benimle gelirsin günün birinde
Teslim olduk mu yoksa aydınlığa
Açtık mı kanatları zaman dışına
Sonu mu geldi yoksa saniyelerin
Varabildik mi farkına ne bekledin

Şirin Soysal Yükseldikçe

Kendime bir söz verdim sözün bittiği yerdeyim.
Gözlerimin içinden sokuldun kalbime.
Beni benden almak gayendi güzeldi.
Tanımsızdın, tekinsizdin, tuhaf.
Kendime bir söz verdim bana yaklaştığında.
Ellerimi dayadım tenin duasına.
Her şeyi göze aldım kaybetmekten kazanmaya.
Özgürdüm, şeffaftım, sezgiydim.
Yükseldikçe uçur beni de.
Alıştım bu garip hallere.
Yükseldikçe unut benimle.
Duramadım duramadım duramadım sözümde.
Kendime bir söz verdim sözün bittiği yerde.
Geceyi ortasından ayırdık ikiye .
Seni senden aldım sırf o an için olsada .
Şuursuzduk, korkusuzduk, birdik.
Yükseldikçe uçur beni de.
Alıştım bu garip hallere.
Yükseldikçe unut benimle.
Duramadım, duramadım, duramadım sözümde.

Şirin Soysal Yalnız Kız

Günlerden pazartesi uyandırdı sokak sesi
Erken saatlerin karanlığı penceremi tıklattı
Süzüldü içeri yalnız kız
Renklerden maviydi yatağın ucuna serildi
Küçük odanın dağınıklığı üşüttü zayıf kollarını
Sıcak bi şey istedi yalnız kız
Hali tavrı çekingendi
Beni ilk defa görmüş gibi uzun belli hikayesi
Anlatmamayı yeğledi sessizliği severdi yalnız kız
Ne güneş açtı ne yağmur yağdı
O bir sustu bir ağladı
Kirpiği ıslak bileği çıplak kahvesiyse siyah
Kelimelerden hayali biraz ışık olsa ya dedi
Avuçlarını bana açtı göz kapakları yalvardı
Bi mum yaktım iki söz yazdım
Dalgaya yattım gözümü açtım
Bir vardı bir yoktu yalnız kız
Bir vardı bir yoktu yalnız kız

Şirin Soysal Bir Gün Bir Gün

Bir gün bir gün bir çocuk
Eve gelmiş kimse yok
Açmış bakmış kitabı
Gerçek sanmış masalı

Bırakmış kendini satırlara
Sihirli orman yollara
Takmış kafayı kendini bulmaya

Bırakmış kendini satırlara
Sihirli orman yollara
Takmış kafayı kendini bulmaya

Farkında olmadan kararmış birden havalar
Çekilmiş yuvalarına minik rehber hayvanlar
Çalıların arasından soru sormadan bakan
Belli belirsiz birkaç çift göz pek hoşnut durumdan

Peşimde sihirbaz kılıklı boyanmış adamlar
Yol gösteren balık kokulu kadınsı parmaklar
Dibine vardım derken birden bire dirilen
Dalgın ağaçlar sarmaladı rüzgâr yüzlerimi

Artık geri dönmek çok zor
Yarınsız sürgünden
Bırakmaz geleni kolayca… Dizginlerinden
Gezersin serserice ararsın derinlerinde
Ta ki anlayana kadar korkunun sesini
Korkunun sesini

Bir gün bir gün bir gün bir gün
Bir gün bir gün bir gün bir gün
Bir gün bir gün bir gün

Şirin Soysal Karantina

Korkma artık benim değilsin
Sanma ki hala peşindeyim
Güzel bir sözün varsa hediye et bu ayrılığa
Sorma beni kimselere sakla serin bir yerlere
Bozulmasın dokusu unutulsa bile
Pırıl pırıl hayatlara doğru gidiyorum
Bulutları hedef almış gibi yükseliyorum
Damdan dama sarılman saçağın bacaların arasında
Koyu kahverengi kokan dilimde yapışıp kalan
Çocuk yüzlü masum adam yoksun bir masal tadında
Sızma hayallerime basma gölgelerime
Ufalmış halleriyle gezinsinler her gece
Nerden girdim hayatına kaldım bu karantinada
Durduğum yerde koşuyor uzaklaşamıyorum
Kayıkların bile üşüdüğü serin sularda
Sessizliğin müzikle karıştığı karlı ovalarda
Solukların peşini bıraktığı sır kapılardan
Geçitlerin kapandığı tutsakların dolandığı
Kelimelerin kandırdığı yer pek yakın gibi
Güneşten sersemlemiş Arnavut taşlarında yürürken
Papatyaların hep seviştiği nemli çimenlerden
Aceleci ruhların tebessüm ettiği bahçelerde
Dev ayakların bastığı karıncaların kaçtığı
Mezar hırsızının da korktuğu o kara duygu

Şirin Soysal Kuralsız Kahraman

Bir yorgunluk çöktü üstüme
Saatlerdir aynı kuytu köşede
Tarafsızım çok yalnızım
Daldım gittim mavi göklere
Sürüklendim boğazın dibine
Kararsızım pek bahtsızım
Bahane bulmadan yaşasam
Kuruntulardan sıyrılmış korkusuz
Bir divane ne şahane
Sevgisiz yüzleri unutsam
Hor bakışlardan uzakta salınan
Bir divane ne şahane
Bir divane ne şahane
Takılmadan tükenmiş hatalara
Dertsiz başım omzumda
Dolanmadan solmuş hatıralardan
Kuralsız bir kahraman
Bahane bulmadan yaşasam
Kuruntulardan sıyrılmış korkusuz
Bir divane ne şahane
Sevgisiz yüzleri unutsam
Hor bakışlardan uzakta salınan
Bir divane ne şahane
Bir divane ne şahane
Bulaşmadan mantık oyunlarına
Beklentisiz adımlarla
Katılmadan bitkin maceralara
Bir kuralsız kahraman

Şirin Soysal Ne Yaptım Şu Hayatta?

Saklandım kıvrandım sıkıldım çok
Katlandım bunaldım hayaller tok
Zaman mı koştu yoksa ben mi kaçırdım
Tek bildiğim pastadan bana dilim yok

Acıdım kendime her fırsatta
Bıraktım hırsları karanlıkta
Keşkeler uzandı gölgelik köşelerden
Sordum kendime ne yaptım şu hayatta
Keşkeler uzandı gölgelik köşelerden
Sordum kendime ne yaptım şu hayatta

Sokuldum karmaşık zihinlere
Takıldım şiirsiz bedenlerle
Korundum özgürleşmem gerektiğinde
Savruldum öteden beriye

Utandım bana baktıklarında
Üzüldüm söylenenlere hakkımda
Kaybettiğim çok oldu sevgi arayışında
Dikenlendim yabancı topraklarda
Tutuldum söz bana geldiğinde
Birikti doğrular hep içimde
Söktüğüm düğmeler cebime döndüler
Verirdi davetsiz misafirler
Sordular satır atladığımda
Tanıdıktı sesler aralarda
Kapıldım kovaladığım dalgalara
Beklenir dönüşüm bu diyarda

Şirin Soysal Saatler

Kusura bakma ne sandığın gibi masum.
Ne de senin kadar çılgınım.
Surat asma korktuğun gibi değil.
Zaten başkasına vurgunum.

Varlığın bana yeter.
Geçen saatlere değer.
Gözüm sende kalsa da.
Bakışların benle gider.

Yabana atma fikirlerim geçerli.
Gerçeğim atladıysa da.
Sözü uzatma lafın gelişi eskidi.
İfade çok çok ilerledi.

Sardığın kolda değer para nerde diz çöker.
Maskenin arkasında kafatasın gülümser.
Karıncalanma seni ararsam eğer.
Karanlıktan korkmuşumdur.

Kuruntu yapma dökülmez bu dünler.
Sarhoş olan biz değil saatler.
Bitsin hikâyesizler buyursun şerbetliler.
Hayaldeki prens olsa da.
Gönül haydutları sever.
Tepeden bakma havalandıkça burun.
Bastığın yeri göremezsin.
Yanlış anlama ezmek değil amacım.
Küskünlüğü seven sensin.
Sarf ettiğin o sözler dolaşıp geri döner.
Hiç ummadığın anda düşmanında terk eder.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir